Avrupalı güçler, ABD ile istihbarat paylaşımını kesti

Gözlemciler, ABD ordusunun Venezuelalı olduğu iddia edilen uyuşturucu kaçakçılarına yönelik operasyonlarının ve Donald Trump’ın Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya karşı kara harekatı tehditlerinin, Karayipler’de stratejik topraklara sahip Avrupalı güçleri rahatsız ettiğini belirtiyor.
Yetkililer ve kaynakların AFP’ye verdiği bilgiye göre Fransa, Hollanda ve İngiltere, sağladıkları bilgilerin kendi ülkelerinde yasa dışı sayılacak saldırılarda kullanılabileceği endişesiyle Karayipler hakkındaki istihbarat paylaşımını sınırlamaya başladı.
İngiltere, sömürge döneminden kalma küçük denizaşırı topraklara sahipken, Martinik ve Guadeloupe gibi büyük adalar ile Güney Amerika anakarasındaki Fransız Guyanası resmen Fransa’nın parçası sayılıyor.
Coğrafi açıdan konuya en fazla dahil olan ülke ise Hollanda. Krallığın parçası olan ve “ABC adaları” olarak adlandırılan Aruba, Bonaire ve Curacao, Venezuela kıyılarının hemen açıklarında yer alıyor.
Venezuela yönetimi, Washington’ı uçak gemisi grubu, savaş gemileri ve hayalet uçakları içeren askeri yığınağıyla Karakas’ta rejim değişikliği arayışında olmakla suçluyor.
Halka açık verilerin derlendiği AFP sayımına göre ABD güçleri, eylül ayından bu yana uluslararası sularda uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere düzenlediği hava saldırılarında en az 83 kişiyi öldürdü.
ABD, Karayipler ve Doğu Pasifik’te düzenlenen 20’den fazla saldırıda hedef alınan kişilerin kaçakçı olduğuna dair iddialarını destekleyecek herhangi bir ayrıntı yayımlamadı.
Donald Trump, Maduro’nun günlerinin sayılı olduğuna inandığını belirtirken, Maduro görüşmelere açık olduğunu eklemesine rağmen kara harekatı seçeneğini dışlamayı reddetti.
AVRUPA ÜLKELERİ ÇATIŞMANIN ORTASINDA KALMAKTAN ÇEKİİYOR
İsminin açıklanmasını istemeyen bir Fransız askeri yetkili, “Hollandalılar, Venezuela kıyılarının yaklaşık 50 kilometre açığında bulunan ABC adaları konusunda endişeli” diye konuştu.
Kayıt dışı konuşma yetkisi bulunmadığı için ismini gizli tutan Avrupalı bir askeri kaynak ise bu adaların olası bir savaş durumunda “kendilerini ön cephede bulacaklarını” da ekledi.
Birden fazla kaynak, Trump’ın kararlılığı karşısında seçenekleri azalan bu üç ülkenin, belirli istihbaratları Washington ile paylaşmayı durdurma kararı aldığını aktardı.
Hollanda sivil istihbarat ve karşı istihbarat servisi direktörü Erik Akerboom, De Volkskrant gazetesine verdiği demeçte “Hizmetlerimizin siyasete alet edilmesi ve insan hakları ihlalleri konusunda özellikle teyakkuzdayız” dedi.
Fransız uyuşturucu ile mücadele servisi OFAST’ın başkanı kıdemli polis yetkilisi Dimitri Zoulas, Radio Caraibes’e (RCI) yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Fransa dahil hiçbir Avrupa ülkesi, bir gemiye yönelik askeri saldırıya temel oluşturabilecekse, mevcut durumda Amerikalılara operasyonel istihbarat göndermeyecek.”
Fransız makamları bu pozisyonu resmen doğrulamadı. Ancak bir güvenlik kaynağı, “Avrupalıların şu anda ABD’ye bir saldırıya yol açabilecek herhangi bir istihbarat vermediği yüzde 100 açık” değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere’de yayımlanan The Times gazetesi, hükümetin en üst düzey hukuk danışmanı Başsavcı Richard Hermer’in, Trump’ın Karayipler’deki uyuşturucu satıcılarına “suikast düzenleyebileceği” korkusuyla bakanlara istihbarat paylaşımını kesmelerini söylediğini bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise bu ayın başlarında İngiltere’nin istihbarat paylaşımını durdurduğuna dair haberleri “yalan haber” olarak nitelendirerek reddetti.
İSTİHBARAT İLİŞKİLERİNDE YASAL SINIRLAR
İngiliz dış istihbarat teşkilatı MI6’in eski başkanı Richard Dearlove, AFP’ye yaptığı açıklamada, durumun benzersiz olmadığını belirtti.
Dearlove, Avrupalıların Amerikan yargı yetkisi dahilinde yasal olabilecek ancak kendi ülkelerinde yasal olmayan bir eyleme suç ortağı olmaktan kaçındıklarını vurguladı.
Dearlove, “Bu genel istihbarat alışverişini etkilemez. Bu yerel ve spesifik bir mesele. Tecrübelerime göre daha önce de yaşandı” diye konuştu.
Avrupalı yetkililer, Trump yönetimini karşılarına alma riskinin farkında.
Avrupalı bir istihbarat kaynağı, “ABD’ye hayır demeden ve bunu duyurmadan önce iki kez düşünmeliyiz çünkü müttefiklerine çok fazla bilgi sağlıyorlar” dedi.
Bölgedeki uyuşturucuyla mücadele operasyonlarında görev yapmış eski bir ABD’li subay ise Avrupalıların sahadaki Amerikan istihbarat çalışmalarına katkısının çok sınırlı olduğunu savundu.
Fransız güvenlik kaynağına göre de ABD’nin bu bilgiye ihtiyacı olmadığı için Avrupalıların kısıtlaması “teorik” bir etki yaratıyor.
Richard Dearlove, bunun “tam anlamıyla yasal bir sorun” olduğunu ve transatlantik istihbarat paylaşımının genel tablosunu etkilememesi gerektiğini vurguladı.
Dearlove, “CIA bunu oldukça iyi anlıyor. Bu bazen sorunlu olan ancak istihbarat ilişkisinde temel bir değişikliğe işaret etmeyen, iyi bilinen bir alan” değerlendirmesini yaptı.
BÖLGEDEKİ ASKERİ HAREKETLİLİK
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı kararname kapsamında, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını vermişti.
Washington yönetimi, bu bağlamda ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemilerinden oluşan bir deniz gücü gönderdi.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ise, ABD ordusunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söyledi.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro ise buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıkladı.
ABD’nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle hedef almaya devam etmesi, hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere neden oldu. Saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu savunuluyor.
ABD’nin “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford ve saldırı grubunun Latin Amerika bölgesine ulaştığı bildirildi.




