Based on this information, write a new short title in Turkish: ÖZEL HABER | G20nin şifreleri – Küresel ekonomi ve siyasette yeni denge: Uzmanlar yorumladı

According to this information, write a new article in Turkish:
11.09.2023 15:20
Son Güncelleme: 11.09.2023 16:26
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de, dünyanın en büyük 19 ekonomisiyle Avrupa Birliği’ni (ABD) bir araya getiren G20 zirvesi 9-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. 55 üye devletten oluşan Afrika Birliği’nin (AfB) daimî üye olması kararı ise uluslararası basında ‘G20 artık G21 oldu” notuyla başlıklara yansıdı. Bu yılki ‘Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek’ ana temasıyla düzenlenen zirvede küresel ekonomi ve siyaset penceresinden verilen mesajları uzmanlara sorduk. Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seriye Sezen ve Ekonomist Erkan Öz, 2023 Yeni Delhi G20 Zirvesi’ni cnnturk.com’a değerlendirdi. —————- Prof. Dr. Seriye Sezen Bu yılki G20 Zirvesi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seriye Sezen, 2 gün süren zirvenin sonuçlarına yönelik 4 ana başlığın üzerinde durdu: *Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nun (IMEC) ilanı *Afrika Birliği’nin G20’ye dahil edilmesi *Uluslarararası ekonomik ve finans örgütlerinde gelişmekte olanlar lehine reform *Ukrayna savaşı konusunda Batı’nın kullandığı keskin dilin törpülenmesi. Prof. Dr. Sezen, “Bu sonuçlar, ABD-AB Blokunun, kaybettiklerini düşündükleri, gelişen dünyayla, yaygın söylemle Küresel Güney’le ilişkilerini gözden geçirme, yeniden biçimlendirme ihtiyacının ve çabasının göstergesidir.” yorumunu yaptı. ÇİN’İN KUŞAK VE YOL GİRİŞİMİ’NE ALTERNATİF Mİ GELİYOR? 2023 G20’de gündeme getirilen “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” duyurusunun ardından, “Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne (KYG) alternatif mi geliyor?” sorusu hem ulusal hem de dış basında yankılandı. Konuya ilişkin Prof. Dr. Seriye Sezen, görüşlerini şu sözlerle paylaştı: “ABD-AB bir süredir Kuşak ve Yol Girişimine (KYG) karşı önlemler alma çabasındaydı. 2021 Zirvesi’nden, 2035’e kadar gelişen ülkelere 40 trilyon dolar altyapı yardımı öngören Build Back Better World (B3W) planı çıkmıştı. Hedeflenen, KYG’den farklı olarak şeffaf ve ‘kendi değerlerini, standartlarını ve iş yapma biçimlerini yansıtan olumlu bir alternatif’ sunmaktı. Ölü doğan B3W girişiminden sonra bu kez 2022 G7 Zirvesi’nde Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı (PGII) başlatıldı. Yeni bir küresel altyapı ortaklığı olarak ilan edilen ve G7 ülkelerinden 600 milyar dolarlık yatırım öngören bu girişimden yararlanmanın koşulu demokratik değerler sistemine bağlılık idi.” “Öncekilerden farkı, bir G7 projesi olmaması” “2023’te gündeme getirilen Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nun (IMEC), öncekilerden farkı, bir G7 projesi olmaması; ABD, AB, Fransa, Almanya, İtalya’nın yanı sıra Hindistan, BAE ve S. Arabistan’ı da içermesi. Bir başka ifadeyle yalnızca Batı’nın, gelişmişlerin değil, Küresel Güney ülkelerini de içine alan bir ortaklık. Bu son üç ülke aynı zamanda BRICS üyeleri. Ama bu üç ülkenin konumları farklı. Hindistan, Çin’in yükselişinden rahatsız; ABD-Çin rekabetini azami yarara çevirme çabasında. Batı ise Hindistan’ın rahatsızlığını Çin’e karşı fırsata çevirme amacında. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ise, Çin’in son dönemde yakınlaştığı iki Körfez ülkesi. IMEC henüz detaylandırılmış, finansman sorunu vb. hususlar açıklığa kavuşturulmuş değil. Bu nedenle geleceğini değerlendirmek için erken. Ama bu girişimin, KYG’ye alternatif oluşturma, Orta-Doğu’da varlığını artıran Çin’e karşı, ABD’nin bölgeyi boş bırakmadığı mesajını vermek gibi ikincil amaçlarının dışında asıl hedefi Çin’i zayıflatmak, etkisini kırmaktır. “ AFRİKA BİRLİĞİ’NE DAİMÎ ÜYE STATÜSÜ VERİLMESİ “ABD ve Batılı sömürgeci güçler Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye ve Japonya gibi Batı dışı ülkelerin Afrika’da giderek artan varlığından rahatsız. Kıtada yakın dönemde yaşanan ve Batılı sömürgeci ülkelere karşıtlık içeren askeri darbeleri de düşündüğümüzde, Afrika Birliği’nin G20’ya tam üyeliğini de Afrika’nın Batı blokunun elinden kaymasını önlemenin bir girişimi olarak görmek mümkün. BM ve Bretton Woods kurumlarında, gelişmekte olanlara daha fazla söz/temsil hakkı veren reform çağrıları hem Çin’in hem de BRICS’in gündemindeydi. G20 Bildirgesi’nde bu konunun daha ılımlı bir dille vurgulanması, Küresel Güney’e yönelik yatıştırıcı bir vaattir.” KİEV’İN TEPKİSİNİ ÇEKEN SONUÇ BİLDİRGESİ “Bildiride, Ukrayna savaşı, Rusya’nın adını anmadan, işgal, geri çekilme, yaptırım sözleri kullanmadan, BM Şartına atıfla, “tüm devletler herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne, egemenliğine veya siyasi bağımsızlığına karşı toprak edinimi amacıyla güç kullanma tehdidinden veya güç kullanımından kaçınmalıdır” gibi diplomatik bir dille yer buldu. Bu, Batı’nın şimdiye kadar kullandığı kesin ve keskin söylemden uzaklaşma olarak görülebilirse de bunu bir politika değişikliği olarak görmek yerine, Rusya’nın G20 ülkesi olması, hem G20’ye ev sahipliği yapan Hindistan’ın hem de birçok gelişmekte olan ülkenin savaşta saf tutmaktan kaçınması gibi etmenlerle ilişkilendirmek daha gerçekçi olur.” —————– Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu Hindistan-Orta Doğu-Avrupa ‘ekonomik koridoru’ duyurusu hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Kuşak ve Yol girişimine karşı bir hamle olarak değerlendirilebilir mi? “Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2013 yılında Kazakistan’ın başkenti Astana’da resmen duyurduğu “Kuşak-Yol Projesi” (One Belt One Road Project), tarihi “İpek Yolu”nun günümüzde Pekin’den Londra’ya uzanan yeni bir versiyonu. 3 kıtaya ve 60’a yakın ülkeye yönelik yaklaşık 12 trilyon dolarlık bir proje. Bilindiği üzere; Kuşak-Yol Projesi iki ana bölümden ve beş güzergahtan oluşuyor. Birincisi kara ile demiryolundan müteşekkil İpek Yolu Ekonomik Kuşağı; diğeri se 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu. Türkiye, Orta Koridor Girişimi ile birlikte bu projenin vazgeçilmez bir parçası olma tarafını seçti. Orta Koridor, Türkiye’den demiryolu ile Gürcistan ve Azerbaycan’a, bu taraftan da Hazar denizini aşıp Türkmenistan ve Kazakistan’ı geçip Çin’e uzanıyor. Türkiye, bu projenin alt yapısını hazırlama konusunda önemli yol aldı. Şöyle ki; Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Türkiye içerisinde yapılan bölünmüş yollar, Yavuz Sultan Selim ile Osman Gazi köprüleri, hızlı tren hatları, otobanlar, Marmaray ile Avrasya tünelleri, 1915 Çanakkale Köprüsü, lojistik üsleri ve iletişim altyapıları Orta Koridor Projesi kapsamı içerisinde gerçekleşen alt yapı yatırımlarını oluşturdu. Bu projeye doğuda Japonya ve batıda Hindistan ve özellikle de ABD çok da sıcak bakmadı; Rusya ise gürültü çıkarmadan desteğini ortaya koydu. Zaten Çin, kendi amacı doğrultusunda yol almaya devam etti. Şimdi G20 Zirvesi’nde gündeme getirilen “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” bu inisiyatife bir “çelme” niteliğini taşıyor. Yani Kuşak-Yol Projesine karşı bir alternatif, daha doğrusu bir deneme olarak ortaya çıkıyor. Bu inisiyatifin içindeki ülkelere ve coğrafyalarıyla ekonomik ve siyasi yapılarına bakınca çok da gerçekçi görünmüyor. Ekonomi ve küresel ticaret açısından sonuç bildirgesinde yer alan mesajlarda dikkatinizi çeken ve üzerinde durulması gerektiğini düşündüğünüz başlıklar nelerdir? G20 Zirvesi, özellikle Çin ve Rusya’nın eksikliğiyle yapıldığı için fotoğraf tam oluşmadı. Bu eksikliğin yanı sıra, pandemi sonrası halen toparlanamayan küresel ekonomi ve Rusya-Ukrayna savaşı gölgesi de varlığını korudu. Dolayısıyla ekonomi ve küresel ticaret açısından sonuç bildirgesinde yer alan mesajları da ihtiyatlı olarak değerlendirmek gerekiyor. Yani bu zirvenin bekleneni vermesi çok kolay görünmüyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zirveye katılmaması G20’nin en çok konuşulan başlıkları arasındaydı. Bu hamlenin ardında bir mesaj aranmalı mı? Vladimir Putin ve Şi Cinping’in zirvede yer almaması ve daha alt düzeyde temsili tercih etmesi, zirve için, geleceğe dönük yapılacak analizlerde hep bir boşluk olarak görülecektir. Özellikle ABD’nin Trump döneminde Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşları Biden döneminde daha yumuşak ama daha geniş cephe kazanmış durumda. Öte yandan Ukrayna-Rusya savaşı ile Rusya zaten hem diplomatik olarak ve hem de finansal açıdan köşeye sıkıştırılmış durumda. Bu zirve ile her iki ülkenin de önemini azaltma veya gizleme çabaları öne çıktı. Afrika Birliği’ne daimî üye statüsü verilmesi yönündeki onay ne anlama geliyor? Afrika’da politik, sosyal ve ekonomik bütünleşmenin sağlanması, kalkınmanın hızlandırılması, barış ve istikrarın korunması ve demokrasi ile iyi yönetim ilkelerinin benimsenmesi amacıyla 2002 yılında resmen kurulmuş ve üye sayısı 55’e ulaşmış bir uluslararası örgüt olarak Afrika Birliği’ne G20 Zirvesi’nde daimî üye statüsü verilmesi zirvenin önemli çıktılarından biridir. Şöyle ki; her şeyden önce iki veya tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçiş çabaları ortadadır. Nüfusu ve ekonomik gücü ile Çin ve Hindistan gibi ülkelerin öne çıktığı açıktır. Öte yandan hem Rusya ve Çin’in yokluğunu fırsat bilerek ve hem de Rusya ve Çin’in görünürde eksikliğini gizleyerek bu hamlenin gerçekleştirildiği gün gibi ortadadır. Öte yandan Afrika’nın da dünyanın ilgisini çeken yeni bir ekonomi ve ticaret destinasyonu olduğu gerçeği de bilinmektedir. Dolayısıyla bu hamle diplomatik ve siyasi açıdan da önemlidir. ——-Ekonomist Erkan Öz DOLARA RAKİP GELİR Mİ? G20 ile kesişim kümesi bulunan ve başlıca iddiası doların hegemonyasını kırma olan BRICS, 2 hafta önce gerçekleşti. Ve şimdi de G20… İki oluşumun ortaya koyduğu dünyanın nasıl bir görünümü var? Bu yıl Ağustos sonunda düzenlenen BRICS Zirvesi’nde, üye ülkeler için bir ortak para birimi oluşturulması konusunun görüşülmesi bekleniyordu. Hatta ortak para biriminin altına dayalı olacağı çok konuşuldu. Ortak para birimini en çok isteyen Rusya. Ukrayna Savaşı’nın ardından batı ile ilişkileri kesilen Moskova, Çin ile ticaretini arttırmak zorunda kaldı. Çin’in Rusya’ya ihracatı önemli ölçüde yükseldi. İki ülke aralarında dolar değil kendi para birimlerini kullandığında, Çin Rusya’ya daha fazla mal sattığı için Moskova’nın Çin para birimi ‘yuan’ biriktirmesi gerekiyor. Aksi halde ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu durumda Rusya için doların yerini adeta yuan alıyor. Elbette Putin için hoş olmayan bir tablo. Putin dolar ya da yuana bağlı olmaktansa altının tüm taraflar için ortak para birimi haline gelmesini tercih ediyor. Ancak BRICS Zirvesi’nde ortak para birimi konusu gündeme alınmadı. Çünkü Pekin yönetimi de dolar ya da…