Beyaz Saray’da tarihi zirve: Rusya-Ukrayna savaşında sona mı gelindi? – Son Dakika Dünya Haberleri

Trump, Avrupalı liderlerle görüşmesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de telefonda konuştu ve böylece Kremlin’i de Beyaz Saray’daki toplantıya eklemiş oldu.
Bu diplomasi trafiğinden üç temel sonuç ortaya çıktı.
İlki, Trump’ın uzun süredir gerçekleştirmek istediği Zelensky-Putin zirvesi oldu. Amerikan Başkanı, görüşmeler sonunda yaptığı yazılı açıklamada kendisinin de katılımıyla üçlü zirvenin yakında gerçekleşeceğini duyurdu.
Bu zirvenin iki hafta içerisinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Zirvenin henüz yeri belli değil ama İstanbul’un da olası adreslerden olduğu uluslararası basında yer alan haberlerde dile getiriliyor.
Gazeteci Serkan Demirtaş
Trump, savaşı bitirmek için üçlü zirvenin en önemli fırsat olduğunu kaydederken hem Zelensky hem de Putin’den bu yönde adım atmalarını beklediği mesajını da verdi. Amerikan Başkanı, tarafların hassas konularda taviz vermeye hazır olmaları çağrısını da bu zirve sırasında yineledi.
Üçlü zirvede, toprak değişiminin yanı sıra, esirlerin takası, Rusya tarafında kaçırıldığı iddia edilen Ukraynalı çocukların iadesi ve diğer ilgili konuların ele alınması öngörülüyor.
Eğer taraflar tüm unsurlarda uzlaşabilirse 24 Şubat 2022’de başlayan ve her iki taraftan yüzbinlerce insanın yaşamına neden olan savaşın sonu gelebilir.
ABD, GÜVENLİK GÜVENCESİNİN İÇİNDE YER ALACAK
Zirvden çıkan diğer önemli sonuç, 2022’de başlayan savaşın sona ermesinin ardından Ukrayna’ya sağlanacak güvenlik garantilerinin somut bir şekilde ele alınması ve ABD’nin de bu sürecin önemli bir parçası olacağını kayda geçirmesi oldu.
Hatta Trump, bir soru üzerine, Amerikan askerlerinin barışı koruma misyonuna katılımını reddetmedi ve bunların görüşülmeye devam edileceğini söylemekle yetindi. ABD Başkanı daha önceki açıklamalarında Ukrayna’nın ve Avrupa’nın güvenliği için ABD’nin daha fazla asker, para ve enerji harcamayacağını dile getiriyordu.
Trump, Avrupalı liderlerle görüşmesinde güvenlik garantileri kapsamında “kim ne yapacağının” ele alınacağını, ABD’nin de bu sürecin içinde olacağını açıkladı.
Avrupalı liderler açısından Ukrayna’ya sağlanacak güvenlik garantileri, son dönemde giderek yoğun şekilde tartışılan yeni Avrupa güvenlik mimarisinin de zeminini oluşturması için önem taşıyor.
Bu kapsamda ABD’nin de işin parçası olması büyük önem taşıyor.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ABD’nin bu sürecin parçasının olmasının yaşamsal önemine dikkat çekerken, Fransa ve İngiltere’nin liderlik ettiği “gönüllüler koalisyonu” ile ABD arasında eşgüdüm halinde bu çalışmanın yürütüleceğini açıkladı.
5. MADDE BENZERİ BİR GÜVENLİK GARANTİSİ
Zirveye katılan Avrupalı liderlerin üzerinde durduğu en önemli unsur, barışın sağlanmasıyla sağlanacak güvenlik mekanizmasının Rusya’nın bir daha Ukrayna ya da Avrupa’ya saldırması önleyecek şekilde şekillendirilmesi oldu.
Ukrayna’nın NATO’ya katılması olasılığının gündemden düştüğü bir süreçte nasıl bir garanti sağlanacağı da dün akşam ayrıntılı ele alındı.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, NATO’nun 5. maddesi benzeri bir güvenlik garantisinin sağlanması yoluyla savaşın Avrupa’ya dönmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtirken, “Eğer barış istiyorsak ve adaleti garanti altına almak istiyorsak bunu hep beraber yapmalıyız,” ifadelerini kullandı.
NATO’nun beşinci maddesi, toplu savunma ilkesi kapsamında bir müttefike yapılmış saldırıyı tüm ittifak üyelerine yapılmış sayıyor ve ona göre yanıt verilmesini içeriyor. NATO, bu maddeyi tarihinde bir kez, ABD’ye karşı yapılan 11 Eylül saldırıları sonrasında yaşama geçirdi.
Ancak liderler, böylesine önemli bir güvenlik garantisinin nasıl sağlanacağı konusunda bir ayrıntı vermediler.
Yapılan değerlendirmelerde, “gönüllüler koalisyonu” liderliğinde Ukrayna’da “barışı koruma gücü” ya da “barışı gözleme misyonu” gibi formatlarda askeri varlık bulundurulması olasılığı öne çıkıyor. Ancak Rusya, Ukrayna topraklarında NATO ülkelerine ait askerlerin bulunmasına karşı olduğunu dün yaptığı yazılı açıklamada bir daha dile getirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise zirve sırasında yaptığı açıklamada, Ukrayna ordusunun savaş sonrası süreçte güçlü bir pozisyonda kalmasının önemine dikkat çekti ve Avrupalılar ve ABD’nin bunun için birlikte çalışmaya devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Macron ve diğer liderlerin ısrarla dile getirdikleri diğer bir unsur da ciddi barış görüşmelerinin başladığı bir süreçte taraflar arasında ateşkes sağlanması gereksinimi oldu. Almanya Şansölyesi Friedrich Werz ve Macron bu konunun altını çizdiler ancak Trump ateşkes yerine bir an önce kalıcı barış anlaşmasına odaklandığını kaydetti.
UKRAYNA’YA 90 MİLYAR DOLARLIK AMERİKAN SİLAHI
Güvenlik ile ilgili görüşmelerde, Ukrayna’ya tedarik edilecek askeri ekipmanlar konusu da ele alındı.
Zelensky, zirvenin ardından yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin finansmanı sayesinde 90 milyar dolarlık Amerikan silahının Ukrayna’ya verileceğini ve ABD’nin de Ukrayna’da insansız hava araçları alacağını kaydetti. Ukrayna lideri, bu konuda resmi anlaşmanın yapılacağı bilgisini de verdi.
TOPRAK DEĞİŞİMİ ÜÇLÜ ZİRVEDE ELE ALINCAK
Üçüncü önemli sonuç ise savaşın sona ermesi sürecinin en hassas konusunu oluşturan “toprak değişimi” başlığının Rusya ve Ukrayna tarafından kabul edilmiş olması.
Bu zirveye kadar işgal edilen toprakların Rusya’ya verilmesine karşı çıkacağını ifade eden Zelensky, Washington görüşmesinde üçlü zirvede hassas konuların ele alınacağını, bunların arasında Trump ile üzerinde fikir alışverişi yaptığı Ukrayna haritasının da olacağı mesajını verdi.
Beyaz Saray da Trump ve Zelensky’nin Ukrayna haritası önünde görüş alışverişi yaparken görüldükleri bir fotoğrafı servis etti.
Ukrayna liderini en zorlayacak konuların başında ülkesinin toprak bütünlüğünü koruyup korumayacağı olacak.
Rusya’nın Donetsk ve Luhansk’dan oluşan Donbass bölgesinin tamamını istediği biliniyor. Bunun yanı sıra 2014’te işgal ve ilhak ettiği Kırım’ında artık Rusya toprağı olarak kabul edilmesi talebi bulunuyor.