Kıbrıs

Bütçe maratonu

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 524 milyon 365 bin 310 TL olarak öngörülen Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini oyçokluğu ile onayladı.

Cumhuriyet Meclisi Mavi Salonda yer alan komite toplantısı, CTP-BG Milletvekili Birikim Özgür başkanlığında komite üyesi milletvekillerinin katılımıyla devam ediyor. Toplantıda, Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova ile bakanlık yetkilileri de yer aldı.

HAMZAOĞULLARI KARPAZ’DA EĞİTİME İLGİ İSTEDİ

Öğle yemeğinin ardından devam eden toplantıda, CTP-BG Milletvekili Biray Hamzaoğulları, Karpaz bölgesinde okullarda yaşanan sıkıntılara işaret etti ve Erenköy Lisesi’nde yaşanan öğretmen eksiklerine dikkat çekti.

Hamzaoğulları, Karpaz bölgesinde yer alan okullardaki sıkıntılara tek tek değinerek, nakil sistemlerinin yanlış olduğunu, nakillerin ilk, orta öğretim ve meslek liseleri olmak üzere 3 kategoride yapılması gerektiğini, ayrıca bakanın görevlendirme yapmasının da yanlış olduğunu ifade etti.

Öğrencilerin meslek liselerine de yönlendirilmesi gerektiğini, ancak meslek liselerine düşük notlu öğrencilerin değil belli bir derecede olan öğrencilerin alınmasının doğru olacağını ifade eden Hamzaoğulları, Karpaz bölgesine eğitimde daha büyük önem verilmesini istedi.

Hamzaoğulları, bölgede özel eğitime de daha çok önem verilmesi gerektiğini, bakanlığın bu konuda yetersiz olduğunu, bu yetersizliğin ailelere sıkıntı yarattığını anlattı.

Toplu taşımada yaşanan sıkıntılara da değinen Hamzaoğulları, toplu taşımacıların disiplin altına alınması gerektiğini, bunun için düzenleme yapılmasının gerekli olduğunu söyledi.

Müşavirlerle ilgili rahatsızlıkları da dile getiren Hamzaoğulları, bu konuda yurtdışında yaşayan veya ikinci iş yapan müşavirlerin denetimle belirlenmesini ve maaşlarının kesilmesini istedi.

“ARTIK OKUR YAZARLIĞI DEĞİL YETENEKLERİ GELİŞTİRMEK ÖNEMLİ”

CTP-BG Milletvekili Mehmet Çağlar da, eğitimin kolay bir iş olmadığını, hele sıkıntılı bir bütçe ile bunu yapmanın daha da zor olduğunu belirterek, eğitimde mali kaynağın büyük önem taşıdığını kaydetti.

Çağlar, eğitimle ilgili bilimsel bir çalışma yapmanın gerekli olduğunu, bu bilimsel çalışma ile de eğitimi anlama ve kontrol etme hedefinden bahsettiğini söyledi. Veri toplamadan, bilgi sahibi olmadan fikir verilemeyeceğini ifade eden Çağlar, eğitimde veriye, anlamaya, öngörüye, eylem planına ve önceliklere dayalı bir bakanlık olması gerektiğini kaydetti.

Hükümet programında eğitimle ilgili yer alan maddelerin önemli olduğunu, buradaki hedeflerin iyi belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Çağlar, hükümet programında yer alan eğitim bölümüyle ilgili hedefleri sorguladı ve bazı eleştirilerde bulunup, öneriler sundu.

Çağlar, eğitimde 40 yıldır hükümet programlarına benzer maddelerin konduğunu, ancak artık zamanın, şartların ve toplumun değiştiğini, bu yüzden artık “eğitim yaparmış” gibi değil “eğitim” yapılması gerektiğini vurguladı.

Eğitimde artık bir sistemin oturtulması ve evrensel değerlere ulaşılması gerektiğini ifade eden Çağlar, çöken eğitim sisteminin bu çağa uygun olmadığını, bu yüzden bu şekilde geliştirilemeyeceğini ifade ederek, artık okur yazarlığı değil, insanların yeteneklerini geliştirmenin önemli olduğunu vurguladı.

Eğitim bakanlığının artık hedef ve vizyon ortaya koyması gerektiğini, toplumsal ihtiyaçlara göre insan yetiştirilmesi gerektiğini, ancak bunu yaparken esnek planlama modeli belirlenmesini isteyen Çağlar, öğrencilere ayrıca kendi yeteneklerini tanıyabileceği, geliştirebileceği fırsatlar verilmesi gerektiğini ifade etti.

Çağlar, eğitimin başında kim olursa olsun eğitimdeki sistemin değiştirilmesi gerektiğini, bu yüzden siyasal partileri, siyasi çıkarlarını bir kenara bırakarak toplumun geleceği için eğitim alanında hedefleri belirlemek amacıyla birlikte hareket etmeye çağırdı.

“Araba artık uçuruma gidiyor, şoför değişse ne olacak” diyen Çağlar, eğitime hep birlikte el atılması gerektiğini ifade etti.

Şimdiye kadar ortaya konan görüşlerin bu sistemin sıkıntıları olduğunu, bu sistemin ülkeyi daha iyi noktaya taşıyamayacağını, bu yüzden artık ülke amacına hizmet eden bir sistemin geliştirilmesi gerektiğini belirten Çağlar, bu sistemde okuyan insanlara iş bulunamadığını, bazı işler için ülke dışından insanlar getirtildiğini, dünyadaki değişen teknolojilere göre insan yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Çağlar, eğitim bütçesini eleştirirken, bu sistemin son bütçesi olduğu düşüncesi ile yaptığını ifade ederek, yeni sistemin tüm siyasilerin katılımıyla şekillendirilmesini temenni etti.

DAÜ’nün hem ülkenin hem de Gazimağusa’nın, LAÜ’nün de Lefke bölgesinin güzide bir kurumu olduğunu, sürekli geliştiklerini, öğrenci sayılarının arttığını ancak verilen bütçelerin az olduğuna işaret eden Çağlar, bu bütçenin artırılması önerisinde bulundu.

Mesleki teknik eğitim konusunda değinen Çağlar, eksik alanların tespit edilmesinin önemine işaret etti.

“STATÜKOYU EN ÇOK SAVUNAN SENDİKALAR“

DP-UG Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu ise, sistemin tıkanıklığı nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’ndan istifa ettiğini belirtti. Eğitimde ulusal bir politika olması gerektiğini belirten Arabacıoğlu, eğitim politikalarının Meclis’te belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

Statükoyu en çok savunanın sendikalar olduğunu söyleyen Arabacıoğlu, sisteme müdahale etmeye çalışıldığında ciddi bir dirençle karşılaşıldığını belirtti.

Veliler ve öğrencilerin bu sistemin bir parçası haline geldiğini belirten Arabacıoğlu, onların da değişime karşı çıktığını kaydetti.

Arabacıoğlu, yapılan konuşmalardaki eleştirileri yanıtladı.

Arabacıoğlu, bütçenin geçmiş bütçeden yani UBP döneminde yapılandan farklı olmadığını ifade etti.

Öğretmen açığının çözülmesinin eğitimdeki sorunları çözmeyeceğini söyleyen Arabacıoğlu, öğretmen ihtiyaçlarına yol açan etkenlerle ilgili bilgi verdi.

Bütçede kamuda eğitim gören öğrencilere giden payın bilindiğini ancak özele giden öğrencilerin payının bilinmediğini söyleyen Arabacıoğlu, bu araştırmanın yapılmadığını belirtti.

Arabacıoğlu, çocukların beşte birinin özelde eğitim aldıklarını vurguladı.

Eğitimin yaz boz tahtası haline getirildiğini söyleyen Arabacıoğlu, hesaplanmadan adımlar atıldığını kaydetti.

Eğitimde birçok unsurun sorgulanması gerektiğini belirten Arabacıoğlu, karar verilirken ileriyi düşünmek gerektiğini söyledi.

Nakil tüzüğünün mahkemede olduğunu belirten Arabacıoğlu, mahkemenin vereceği kararın konuya ışık tutacağını ifade etti.

Arabacıoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde 9 yıldır yapılmayan Eğitim Şurası’nın yapıldığını ve temel eğitim programlarının geliştirilmesine yönelik müfredatların değişmesi  konusunda adım atıldığını, Milli Eğitim Bakanlığı’na mesleki teknik eğitime yönelik arazi verilmesinin sağladıklarını  anlattı.

Yüksek öğretim müsteşarlığı oluşturulması gerektiğini vurgulayan Arabacıoğlu, eğitimin, üniversitelerin ülke için çok önemli olduğunu kaydetti.

BEROVA: “TEŞHİSE GÖRE TEDAVİ”

Eleştirileri yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova ise, Arabacıoğlu’nun yaptığı tespitlerin ve kamuoyunda oluşan algının kendisin yolunu açtığını, teşhise göre tedavi yöntemi ortaya çıkaracaklarını belirtti.

Eğitim ve sağlığın iki önemli sektör olduğuna vurgu yapan Berova, öğretmenlerin çağdaş yaşam koşullarına uygun yaşam sürmesi gerektiğine inandığını belirtti.

Eğitimde kaliteyi, harcamalarda etkinliği artırmanın görevleri olduğunu söyleyen Berova, adımlar atılırken dirençlerle karşılaşıldığını kaydetti.

Milli eğitimde ulusal politika oluşturulması gerektiğini belirten Berova, Avrupa’da ve Türkiye’de yüksek eğitim almak isteyenler bulunduğunu, bu iki faktör göz önünde bulundurularak eğitim sistemini şekillendirmek gerektiğini anlattı.

Berova, ilk ve orta eğitimde yeni ve kendine özgü  bir sistem arayışından çok yurtdışında ve Türkiye’de başarılı olabilecek öğrenci profili yetiştirilmesi gerektiğini, eğitimin de bunun üzerinden planlanması gerektiğini belirtti.

Mesleki teknik okullara öğrencilerin yönlenmesini teşvik etmeyi sağlayacak metotlar bulunması gerektiğini söyleyen Berova, buna yönelik çalışma yaptıklarını ifade etti.

“GENEL LİSELERİ ANADOLU LİSELERİ MÜFREDATINA UYUMLU…”

Genel liselerin Türkiye’deki Anadolu Lisesi müfredatına uyum gösterecek şekilde ülke koşullarını da gözeterek bir düzenleme yapmak istediklerini söyleyen Berova, teknik ekiplerin  2 Aralık’ta Türkiye’nin milli şurasına katılacaklarını kaydetti.

Kolejlerle ilgili nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiğine ilişkin çalışma yaptıklarını belirten Berova, bir vizyon ortaya koymaya çalıştıklarını ifade etti.

Berova, öğretmen nakillerinin nasıl yönlendirileceğine yönelik çalışma yaptıklarını da söyledi.

Berova, eğitimin sürdürüldüğü tüm kurumları bakanlığın bünyesinde gördüğünü ve özeller dahil tümünün denetim altında olacağını kaydetti.

Berova, öğretmenlerin hazırlık ödeneği almasından yana olduğunu da vurguladı.

Toplu taşımanın kontrol altına alınmasının gerekli olduğunu söyleyen Berova, gelecek yıllarda daha kontrollü bir taşımacılık ortaya çıkarılacağını belirtti.

Berova, doğru veriye hızlı şekilde ulaşamamanın sıkıntı yarattığını söyleyerek, e-okul projesine önem verdiğini kaydetti. Berova, e-okul kapsamında adadaki tüm öğrencilerin anaokulundan orta öğretimi bitirinceye kadar kaydedileceğini, öğretmenlerin ve ders saatleri ile diğer verilerin kayıt altına alınacağını kaydetti.

Konuşmaların ardından Eğitim Bakanlığı bütçesi oyçokluğuyla onaylandı ve Komite Sağlık Bakanlığı bütçesini görüşmeye başladı.

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 268 milyon 597 bin 20 TL olarak öngörülen Sağlık Bakanlığı bütçesini de oyçokluğu ile onayladı.

Komite başkanı CTP-BG Milletvekili Birikim Özgür başkanlığında, komite üyesi milletvekillerinin katılımıyla yapılan toplantıya, Sağlık Bakanı Ahmet Gülle ile bakanlık yetkilileri de katıldı.

TATAR

Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülmesi sırasında ilk sözü UBP milletvekili Ersin Tatar aldı. Tatar, ihale prosedüründe gecikme olduğundan Onkoloji Hastanesi’nde gecikme yaşandığını kaydetti.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin ömrünü doldurduğuna inandığını söyleyen Tatar, doktorların iyi olduğunu vurguladı.

Çağdaş bir hastanenin inşasının gündeme gelmesi gerektiğini belirten Tatar, Türkiye ile istişare içinde yapılabileceğini ifade etti.

Güzelyurt’ta da bir hastane ihtiyacı bulunduğunu söyleyen Tatar, öğrenci nüfusunun arttığını, geleceği düşünerek adımlar atılması gerektiğini belirtti.

GÜRÇAĞ

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ, aciliyet sırasına göre ihtiyaçların belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Personel eksikliklerine değinen Gürçağ, Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’ndeki, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi eksikliklerle ilgili bilgi verdi.

Sağlık ocaklarının güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Gürçağ, antibiyotik kullanımıyla ilgili bilinçlendirme çalışması yapılması farkındalık yaratılması gerektiğini kaydetti.

CANDAN

CTP-BG milletvekili Armağan Candan, Güzelyurt ve Lefke bölgesindeki üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin sayısının da artmasıyla nüfusun çoğaldığını belirterek, bölge insanının gelişmiş bir hastane ihtiyacının daha ciddi bir şekilde ortaya çıktığını kaydetti.

Sağlık Bakanlığı’nın bölgede yeni bir hastane yapılmasına yönelik kararına destek belirten Candan,  Lefke bölgesinde yaşayan vatandaşların özellikle Cengiz Topel Hastanesi’nin kapatılmamasına ilişkin kaygılarının göz önünde bulundurularak adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

PİLLİ

Sağlığın devlet politikası olması gerektiğini belirten UBP milletvekili Ali Pilli, mevcut sağlık sisteminin düzeltilerek politika haline getirilebileceğini söyledi. İlk basamak hekimliği ve aile hekimliği konusuna değinen Pilli, ilk basamak hekimliğinin önemine değindi.
Pilli, yeni bir sağlık sistemi oluşturulacağının söylendiğini ancak henüz bunun yapılmadığını kaydetti.

Otomasyon sisteminin önemine değinen Pilli, bu sistemi oturtmak gerektiğini belirtti.

Pilli, hemşirelerin eğitilmesi, hastalara davranışların Onkoloji Hastanesi’nin de önemli olduğunu kaydetti.

Cengiz Topel Hastanesi’nde doktor eksikliği bulunduğuna işaret eden Pilli, bu eksikliğin giderilmesi, gece nöbetlerinin düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.

Lefkoşa Dr. Akçiçek Hastanesi’nin de acil servisinin yetersiz olduğunu söyleyen Pilli, Genel Sağlık Sigortası konusunda da bir ilerleme sağlanmadığını kaydetti.

ÖZCENK

UBP milletvekili Erdal Özcenk, sağlık konusunda etkin bir denetleme görmediğini söyledi. Özcenk, yasalarda suça ceza, başarıya ödül bulunduğunu ancak uygulanmadığını belirtti.

Sağlıkta en önemli sorunun finans sorunu olduğunu söyleyen Özcenk, bu sorunun çözülmesi gerektiğini ifade etti.

Genel Sağlık Sigortası sisteminin önemine işaret eden Özcenk, bu sistemin finans sorununu çözmeye yarar sağlayabileceğini belirtti. Özcenk, Genel Sağlık Sigortası uygulanması halinde rekabet sisteminin geleceğini kaydetti. Özcenk, bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncü olmasını istedi.

Acil servisin düzeltilemediğini, kanayan bir yara olmaya devam ettiğini söyleyen Özcenk, “Daha fazla teşvik verilmezse kimse acil servis doktoru olmak istemez” dedi.

Özcenk, Onkoloji Hastanesi’nin kurulacağını ancak onkolog sorunu ile karşılaşılacağını, bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti.

SUCUOĞLU

UBP milletvekili Faiz Sucuoğlu, sağlığın partiler üstü olduğu ve birlikte ortak bir yol bulunması gerektiğini kaydetti.

Sağlıkta bu yıl bütçenin arttığını ancak sağlığın payının düştüğünü söyleyen Sucuoğlu, bunun kabul edilemez olduğunu, bu rakamla hiçbir şey yapılamayacağını belirtti.

Bütçe kalemlerindeki artış ve azalışa değinen Sucuoğlu, “Yeni bir hastane için bir proje konulmasını beklerdim ama maddi kaynak azaltılmıştır. Karşılıksız hibe veriliyor ama biz bunun sadece bir kısmını kullanabiliyoruz” dedi.

Sucuoğlu, 2015 bütçesini, 2014 yılı ile karşılaştırarak, artan ve azalan kalemlerle ilgili bilgi verdi.
Toplumun kanayan yaralarından birinin de kanser konusu olduğunu belirten Sucuoğlu, 8 bin civarı kanser vakası bulunduğunu, her yıl 500 yeni vaka tespit edildiğini, partiler üstü Kanser Danışma Kurulu kurulmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Hiçbir bakanlıkta istatistik bilgi bulunmadığını kaydeden Sucuoğlu, hangi kanserin nerede daha çok görüldüğünün tespiti halinde tedbir alınabileceğini vurguladı.

Lefke bölgesinde madenlerden dolayı sıkıntı yaşandığını, Değirmenlik’teki  taşocaklarının çevreye ve insan yaşamına zarar verdiğini, elektrik santrallerine filtre takılmadığını kaydeden Sucuoğlu, kanserde çevre faktörlerinin de rol oynadığının unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Sucuoğlu, Onkoloji Hastanesi’nin hayata geçmesinin önemli olduğunu ancak onkolog bulmanın da gerekli olacağını ifade etti. Onkolog konusunda ciddi adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Sucuoğlu, Onkoloji Hastanesi’nin faaliyete geçmesiyle onkolog ve onkoloji servisinde görev yapacak hemşirelere ihtiyaç duyulacağını, bunun önleminin alınması gerektiğini belirtti.

Hal Yasası çıkması gerektiğini söyleyen Sucuoğlu, bu şekilde ürünlerin denetiminin sağlanabileceğini kaydetti.

Uyuşturucu sorununun kırmızı alarm verdiğini belirten Sucuoğlu, bonzainin yüzde 95 oranında Güney Kıbrıs’tan geldiğini, sınırlarda tedbir alınması gerektiğini söyledi.

KKTC’de bin 500 madde bağımlısı olduğunu söyleyen Sucuoğlu, uyuşturucu ile mücadeleye bütçede pay ayrılmadığını kaydetti.

HAMZAOĞULLARI

CTP-BG milletvekili Biray Hamzaoğulları, önceki hükümet döneminde işe alımları eleştirdi.

Hamzaoğulları, “Çarpım tablosunu bilmeyen insanları memur yaptık” dedi.

İskele ilçesinde hastane bulunmamasını eleştiren Hamzaoğulları, Bafra bölgesinde 20 yataklı bir hastane yapılmasını istedi. O bölgede oteller bulunduğunu, nüfusun arttığını belirten Hamzaoğulları, hastane yapmanın kolay olmadığını ifade etti.

UBP döneminde Yenierenköy Sağlık Ocağı konusunda bir adım atılmadığını söyleyen Hamzaoğulları, “Geçmiş siyasetçiler bizi hep oy potansiyeli olarak gördü. Hizmet götürmeyi hiç düşünmediler” dedi.

KALYONCU

CTP-BG milletvekili Ömer Kalyoncu, konuşmaların  geçici istihdamlarla ilgili olması üzerine söz alarak, hükümetin yasa ile geçici istihdamını engellediğini belirtti. Kalyoncu, geçici istihdamını başlatanın UBP hükümetleri olduğunu kaydetti.

Hastanelerde doktorların hastalara davranış biçimini eleştiren Kalyoncu, “Olan vatandaşa oluyor” dedi.

Kalyoncu, insan kalitesini geliştirmeyle, insanlara adil davranmayla, suç işleyenlerin cezalandırılmasıyla işlerin düzelebileceğini söyledi.

GÜLLE

Sağlık Bakanı Ahmet Gülle yapıcı eleştirilere teşekkür etti. Kaynakları iyi ve verimli kullanmak gerektiğini söyleyen Gülle, kaynakların iyi kullanılamadığını belirtti.

Genel Sağlık Sigortası gibi uygulamaların özünde kaynakları verimli kullanmanın olduğunu söyleyen Gülle, bu konuda bütçeye yönelik ayrılan kaynakları sonuna kadar kullanmaya çalıştıklarını ancak bazı sıkıntılarla karşılaştıklarını ifade etti.

Proje çizdirmenin zorluğuna değinen Gülle, kaynak olduğu halde ihaleye çıkılamadığını işlerin yavaş gittiğini, firmaların gerekli ciddiyeti göstermediğini kaydetti.

Toplum genelindeki düzensizliğin her yönü olumsuz etkilediğini söyledi.

Sağlık çalıştayının bir sağlık politikası oluşturulması adına gerçekleştirildiğini söyleyen Gülle, Genel Sağlık Sigortası temelinde yeni bir yapılandırmaya gidilmesi yönünde görüşler elde edildiğini kaydetti.

Gülle, otomasyon konusunda kendilerine altyapıyı güçlendirme hedefi koyduklarını belirtti.

Personel konusunda büyük eksiklikler yaşandığını söyleyen Gülle, ciddi hekim ve hemşire sıkıntısı yaşandığını, bakanlığa gelmesinin ardından bazı önlemler alındığını ancak sorunun devam ettiğini ifade etti.

Ülkede 500 aktif hekim olduğunu, Avrupa ve Türkiye ile kıyaslandığında nüfusa oranla bu rakamın yeterli olmadığını belirten Gülle, hemşire oranında da durumun aynı olduğunu söyledi. Gülle, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun çok yavaş çalıştığını, ihtiyaçları karşılamada zorlandıklarını vurguladı.

Acil servise yeni bir yapılanmaya gitmeye çalıştıklarını, buralarda ciddi bir yük oluştuğunu söyleyen Gülle,  daha iyi hale getirmeye çalışacaklarını kaydetti.

Gülle, ambulans ağını güçlendirmeye çalıştıklarını ifade etti.

Randevu sistemi getirdiklerini söyleyen Gülle, başlangıçta hatalar olduğunu belirtti. Yerinde sağlık hizmeti başlattıkları belirten Gülle, kanser tespitlerinin yapılacağı bir sistem kurulacağını kaydetti.

Onkolog bulmakta sıkıntı yaşadıklarını anlatan Gülle, bu sorunu  çözmeye çalıştıklarını ifade etti.

Çamlıbel Sağlık Ocağı’nın iki ay içinde açılacağını belirten Gülle, Nalbantoğlu’nun çevre ve park yeri sorununa yönelik ihaleye çıkılacağını ifade etti.

Gülle, Başbakanlık altında uyuşturucu konusunda komite oluşturulduğunu söyleyerek, iki merkez oluşturularak bağımlılara yönelik müdahale ve rehabilitasyon merkezi açılacağını vurguladı.

Gülle, “Güzelyurt Hastanesi’nin temeli nereye bir hastane yapılırsa Lefkoşa’ya gitmenin önü alınabilir düşüncesinden kaynaklanıyor. Cengiz Topel Hastanesi hizmetleri devam edecek. Özel bir dal hastanesi, rehabilitasyon merkezi oluşturma düşüncemiz var. Bunu sağlık turizmine yönelik geliştirme imkanı da var. Türkiye’den de hasta kabul edip yeni bir açılım yapabiliriz” dedi.

Gülle, sağlık turizmi çalıştayı yapmayı planladıklarını ifade etti.

Konuşmaların ardından saat 21.30 sıralarında Sağlık Bakanlığı bütçesi onaylandı ve Komite Sivil Savunma Teşkilatı bütçesini görüşmeye başladı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu