ManşetTürkiye

Davutoğlu ile Cameron’dan ortak basın toplantısı

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cameron, Başbakanlık Merkez Bina’da baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantının soru-cevap kısmında Davutoğlu, ” “Tekrar uyarıyorum kendisini, bu çağrılar devam ederse bunun sorumlusu, dökülecek tek damla kanın sorumlusu Sayın Demirtaş’tır” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cameron, Başbakanlık Merkez Bina’da baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Cameron, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, başbakan olmasının ardından ilk ziyaret ettiği ülkelerden birinin Türkiye olduğunu hatırlattı.

Türkiye ile ikili ilişkilerin çok güçlü olduğunu ve daha da güçleneceğini düşündüğünü belirten Cameron, “Özellikle şimdi gelmek istedim çünkü İngiltere’deki insanlar için çok açık ki ekonomik ve ulusal güvenliğimiz Türkiye ile iyi bir ilişkiye sahip olmakla çok bağlantılı” diye konuştu.

Cameron, yabancı savaşçılarla ilgili soruya verdiği yanıtta, İngiltere’de konuya ilişkin bir mevzuatı kabul etmek üzere olduklarını, bu sayede kişilerin bu tür çatışmalara katılmak üzere seyahati durumunda pasaportlarına el konulabileceğini, gerekirse belirli kısıtlamalara gidileceğini anlattı. Bu konuyu Davutoğlu ile de konuştuklarını belirten Cameron, şunları söyledi:

“Suriye konusunda ortak bir bakış açısına sahibiz. Siyasi dönüşüm ve tüm halkları temsil edecek farklı bir hükümet olmasını istiyoruz. Tabii ki bundan sonra meşru Suriye muhaliflerini desteklemek konusunda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Uzun vadeli hedefimiz net; ister ‘DEAŞ’, ister ‘IŞİD’ deyin, kendisi de tüm halkı temsil edemiyor ve Suriye rejiminden kaynaklanan bir temele sahip ve aynı zamanda aşırı uçta bir ideolojisi var. Bizim bu konuları çözmemiz gerekiyor.”

Türkiye’nin İngiltere’nin güvenliğini sağlamak noktasında yeterince bir şey yapıp yapmadığının sorulması üzerine Cameron, Türkiye ile İngiltere’nin yabancı savaşçılar konusunda elinden gelenin en iyisini yaptığını söyledi. Her iki ülkenin de parlamentolarında yasa çıkardığına değinen Cameron, bundan sonra istihbarat da dahil olmak üzere daha fazla konuda işbirliği yapacaklarını kaydetti.

“Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyorum”

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecine ilişkin soruyu da yanıtlayan Cameron, “Türkiye’nin üyeliğini kesinlikle destekliyorum” ifadelerini kullandı.

İngiltere Başbakanı Cameron, bir yabancı basın mensubunun, “İngiliz ajanlarının işkenceye katılımının olmadığının güvencesini verebilir misiniz?” sorusuna karşılık, işkencenin her zaman yanlış olduğunu ve aşırı uçların ortadan kaldırıldığı daha güvenli bir dünya görmek isteyenlerin, ahlaki otoritelerini yitirmesi halinde başarılı olamayacağını vurguladı. Yanlış yapılan bazı davranışlar olduğunu söyleyen Cameron, “Bizim bu konularda açık olmamız gerekiyor. İngiltere’de istihbarat ve güvenlik konusunda çalışanlar bu konuları inceleyecek ve buna ilişkin çok net talimatlar verdim” dedi.

Davutoğlu, bir soru üzerine, Suriye’de, Irak’ta, Ukrayna’da yabancı savaşçı görmek istemediklerini, yabancı savaşçılara karşı tutumlarının açık ve net olduğunu belirterek, “Yabancı savaşçılar, bütün uluslararası toplum için ve bulundukları ülkeler için, topraklar ve komşu ülkeler için de bir tehdittir. Türkiye hiçbir zaman yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden geçişine ya da Suriye’deki varlıklarına müsamaha göstermemiştir, göstermeyecektir. Bunun net olarak bilinmesini isterim” dedi.

Bunun iki sebebi olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Birincisi bu yabancı savaşçılar herşeyden önce varlıklarıyla sınırlarımızda bizim için tehdit oluştururlar. İkincisi de Suriye halkının haklı davalarına gölge düşürüyorlar. Suriye halkı haklı gerekçelerle dünyadaki bütün onurlu halklar gibi kendi özgürlükleri için ayağa kalkmışken ve bunu talep ederken, yabancı savaşçıların gelişi Suriye halkının haklı davasına gölge düşürmüştür ve Türkiye için İngiltere, Amerika veya herhangi bir ülkeden daha çok Türkiye’nin güvenliği için tehdittir. Tabii bütün ülkeler için tehdittir ama hiçbir ülke Türkiye kadar bu tehdidi yakından hissedemez” diye konuştu.

Uluslararası basın yayın organlarında son derece haksız haberlerin maalesef arka arkaya yayınlandığını belirten Davutoğlu, hiç bir delil ve belge gösterilmediğini, yabancı savaşçıların sanki Türkiye’den geçiyormuş gibi propagandasının yapıldığını söyledi.

IŞİD’in, Irak’ta doğduğunu, Amerika’nın kontrolü altındayken Irak’taki istikrarı tehdit etmek üzere Suriye rejiminin desteğiyle geliştiğini vurgulayan Davutoğlu, hiç bir IŞİD liderinin Türkiye sınırlarından geçmediğini kaydetti.

Davutoğlu, bu konuda her türlü istihbarat işbirliğine hazır olduklarını ama haksız suçlamalar karşısında da seslerini de yükseltmeye kararlı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

“Bir ülke düşünün ki ülkesinde 2 milyon mülteci ağırlıyor. Şu ana kadar 5 milyar dolarkendi bütçesinden, yarın ben TBMM’de bütçemi savunacağım, 5 milyar dolar harcadık mülteciler için. Bütün uluslararası toplum ve BM bu sebeple Türkiye’ye bunun için teşekkür etmesi gerekirken, bu ağır mülteci yükünü omuzlamış gidiyorken, bazı yayın organlarının sanki kasıtlı bir şekilde ellerinde hiçbir delil olmadan Türkiye’nin yabancı savaşçılara tolerans gösterdiği gibi bir yayın yapması art niyetlidir, iftiradır. Biz kimin elinde ne delil varsa, Sayın Başbakana da çok açık bir şekilde söyledim, her türlü işbirliğine hazırız. Türkiye’ye gelenler konusunda da işbirliğine hazırız, Türkiye’den çıkacaklar konusunda da işbirliğine hazırız, Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını kimse tartışamaz.”

“Suriye’deki teröre yol açan güç boşluğunun kurutulması gerek”

Davutoğlu, Afganistan’a uluslararası mücadele etmek için gittiklerini, 12 yıldır Kabil’i Türk askerinin koruduğunu, PKK’ya karşı ve Türkiye’deki tehdide karşı mücadele verdiklerini ve 30 bin vatandaşı kaybettiklerini söyledi.

Davutoğlu, “Hiçbir ülke Irak ve Suriye’deki terör olgusundan Türkiye kadar rahatsız olmaz o bakımdan, uluslararası kamuoyuna Ankara’dan seslenmek istiyorum. Bu konuda Türkiye’nin samimi gayretlerine destek verilmelidir. Türkiye her türlü işbirliğine hazırdır” dedi.

İngiltere ve Türkiye gibi köklü devlet geleneğine sahip ülkelerin yürütülen istihbarat operasyonlar konusunda basın önünde her hangi bir şekilde açıklama yapmasının doğru olmadığını dile getiren Davutoğlu, istihbarat işbirliğinin devam edeceğini, terörü durdurmak için Suriye’deki teröre yol açan güç boşluğunun kurutulması gerektiğini, aksi takdirde başka terör tehditlerinin gelebileceğini belirtti.

Çözüm sürecine ilişkin bugün yaptığı açıklamaların ardından HDP heyetiyle yapılan görüşmeler kapsamında HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in yanıtına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Davutoğlu, hükümeti kurar kurmaz çözüm süreci mekanizmasını kurduklarını son derecede olumlu bir havada gelişmeler yaşanırken 6-7 Ekim olaylarının yaşandığını hatırlattı.

Olayların ardından iç güvenlik ve özgürlüklerin korunması reformunu hazırladıklarını dile getiren Davutoğlu, bir çok HDP yetkilisi bu olaylar sırasında “kışkırtıcı” twitler attığını, olayların ardından da “durdurun bunları” denildiğinde ise bir çok HDP yetkilisinin bu konuda yanlış tavır aldığını ifade ettiğini söyledi.

“Biz çözüm sürecinde güçlü bir iradeye sahibiz”

Davutoğlu, “Biz de şöyle düşündük; demek ki HDP ve ilgili yapılar buradan yeterli dersi çıkardılar. Tekrar çözüm süreciyle ilgili yeni bir momentum oluşturduk, görüşmeler tekrar başladı. Sayın Sırrı Süreyya Önder, bundan bir kaç gün önce Ada’ya gidip görüşmeler yaptı. bu süreci treni rayına oturtacak irade gösterdik bekledik ki bu iradeye uygun tavır alınsın ama Sayın Demirtaş’ın bugün gazetelerde yer alan ifadelerine baktığınızda ki gazetelerin hangisine manşete çekildiğine de dikkatinize getiririm onun için bu bağlantıları paralel yapıyla kurdum. Hangi gazete manşete çektiyse birlikte hareket ediyorlar. Bu açıklamada diyor ki, eğer iç güvenlik reformu uygulanırsa ve yasalaşırsa sokaklara çıkacağız ve molotof kokteyli yasaklanamaz. Demek ki hiç ders alınmamış.”

Molotof kokteylinin yasaklanma talebinin Türkiye’nin batısından, güneyinden değil, doğusundan geldiğini belirten Davutoğlu, “Şimdi sormak lazım Yasin Börü’nün annesine iç güvenlik reformu gerekli mi gerekli değil mi? Doğudaki güneydoğudaki Kürt vatandaşlarımıza sormak lazım, huzur içinde dükkanlarını açmaya eve gitmeye mi istiyorlar, yoksa molotof kokteyli atan bir takım vandalların hakimiyetini mi istiyorlar. Sayın Demirtaş karar vermelidir. Çok açık bir çağrıda bulunuyorum. Biz çözüm sürecinde güçlü bir iradeye sahibiz ama kamu düzeninin olmadığı yerde çözüm süreci yürümez, eğer kamu düzeni ihlal edilirse bundan demokratik siyasi parti olma iddiasındaki HDP olumsuz şekilde etkilenir” ifadesini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, “Tekrar uyarıyorum kendisini, bu çağrılar devam ederse bunun sorumlusu, dökülecek tek damla kanın sorumlusu Sayın Demirtaş’tır. Bu çağrılarını derhal durdurmalı. Varsa kanuna muhalefeti, Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirir, demokratik siyaseti yapar. Türkiye’de herkes istediği toplantıyı ve gösteriyi yapma hakkına sahiptir. Ne kadar insanla toplanırlarsa onların güvenliğini sağlamak da bizim görevimizdir ama molotofkokteyli kullanan birisi, kesinlikle ‘ben barışçıl gösteri yapıyorum’ iddiasında bulunamaz” dedi.

Dünyanın her yerinde molotof kokteylinin suç olduğunu dile getiren Davutoğlu, Türkiye’de molotof kokteyliyle gösteri yapmaya kalkışanın niyeti yakmak ve yıkmak olduğunu söyledi.

Davutoğlu, Sırrı Süreyya Önder’in önce kendi söyledikleriyle Demirtaş’ın söyledikleri arasındaki tezatı görüp öyle cevap vermesini istedi.

 “Her iki ülke de aynı siyasi iradeye sahip”

Davutoğlu, yabancı savaşçılarla ilgili bir soruyu yanıtlarken, İngiltere Başbakanı David Cameron’un bu konudaki görüşlerine katıldığını belirterek, yabancı savaşçılarla ilgili Türkiye ve İngiltere arasında ve uluslararası toplumun bütününde herhangi bir görüş ayrılığı olmadığını söyledi.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Suriye için de Irak halkı için de Suriye halkı için de Türkiye için de bütün dünya için de tehdittir. Bütün uluslararası terörizm karşısında tutumumuz açıktır. Tespitte o anlamda bir farkımız yok. Bu tespite bir ortak siyasi irade sahibi olmamız, güçlü bir siyasi irade bu tespit karşısında mücadelede yabancı savaşçılar konusunda yine güçlü bir siyasi iradeye sahibiz. Her iki ülke de aynı siyasi iradeye sahip. İkinci önemli nokta bu. Bunlarda anlaştıktan sonra üçüncü nokta, hangi yöntemle bu terör örgütüyle ve yabancı savaşçılar ile mücadele edilebilir konusu ise karşılıklı iyi niyetle her aşamada görüşeceğimiz ve işbirliği yapacağımız bir husustur. Her türlü yöntemi, bahsettiğiniz yöntemi de birlikte değerlendiririz, istişare ederiz ve şimdi bugün de bu konuları hep ele aldık, son derece yapıcı bir şekilde. Arkadaşlarımızı gerek diplomatik, gerek istihbarat birimlerimizi talimatlandırdık. Yapılabilecek çalışmalar ve uygulanabilecek yöntem konusunda da bundan sonra birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu