Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların uzlaşmaz tutumu, aşırı talepkar duruşu ve retçi tavrından dolayı Kıbrıs Türk halkının anlaşma olacağına inancının zayıfladığına işaret ederek, “Müzakerelere başladığımızdan bu yana büyük sabır gösterdik. Takdir edersiniz ki, halkı bir 46 yıl daha, anlaşma olacak diye masada tutmaya hakkımız yok” dedi.
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in, müzakerelerin çok ciddi bir safhasında, pazarlık aşamasında masadan kalktığına işaret eden Eroğlu, müzakere masasına dönmek için öne sürdüğü ön koşulların kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Eroğlu, “Giden o olduğuna göre, dönmesi gereken de odur” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’nin kuruluş yıldönümü kutlamalarına davet edilen yabancı gazetecileri kabul etti. Eroğlu, Kıbrıs konusunda bilgi verdiği gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Kabulde, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ da hazır bulundu.
Enformasyon Dairesi’nin davetlisi olarak gelen konuklar arasında Bulgaristan, Bangladeş, Portekiz, Arnavutluk, Katar, Bahreyn, Litvanya, Letonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Sırbistan,Slovakya, Avusturya, İtalya, Macaristan, Uganda, Azerbaycan, Almanya, ABD ve Rusya’dan gazeteciler bulunuyor.
EROĞLU: “BUGÜNLERE GELİŞİMİZ KOLAY OLMADI”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC’nin 31. yıldönümünde yabancı gazetecileri ülkede görmekten son derece mutluluk duyduğunu söyledi.
Kıbrıs Türkü’nün bugünlere gelişinin kolay olmadığını kaydeden Eroğlu, Rumlarla 1960’da kurdukları ortaklık cumhuriyetinden silah zoruyla dışlandıklarını belirtti. Eroğlu, “1974’e kadar yokluklar içinde Türkiye’den gelen yardımlarla hayatta kalmaya çalıştık. Kıbrıs Türkü’nün 1963-74 döneminde can güvenliğinden ve seyahat özgürlüğünden yoksun, tamamen kapalı bir toplum olarak yaşamaya mahkum edildi. Stratejik bir malzemedir diye, 1 çiviyi dahi bulunduğumuz bölgeye sokmak yasaktı” dedi.
“İLK MÜZAKERELER 1968”
1974’te EOKA ve Yunanistan’ın Makarios’a karşı darbe yaparak, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak ve Kıbrıs Türkü’nü imha etme planını hayata geçirmeye çalıştığını kaydeden Eroğlu, Türkiye’nin Garanti Anlaşmaları’ndan doğan hakkını kullanarak, müdahale etmesiyle Kıbrıs Türkü’nü koruyup, adanın kuzeyinin bugünkü sınırlarını belirlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs’ta ilk müzakerelerin 1968’de başladığını ve 5 yıl süren müzakereler sonunda varılan federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasını öngören uzlaşmanın Rumlar tarafından reddedildiğini belirtti. Eroğlu, 1979’da yeniden başlayan müzakerelerde yapılan Denktaş-Kiprianu zirvesinin sonuçlarının da hayata geçirilemediğini kaydetti.
“ONUN MÜZAKERE MASASINA DÖNMESİNİ BEKLİYORUZ”
Eroğlu, müzakerelerin devam ettiğini ve BM’nin çeşitli anlaşma ve fikirler dizisi hazırlandığını ancak bunların hiçbirini kabul etmeyen Rumların en son Annan Planı’nı referandumda reddettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Günümüzde de Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, bize göre doğru olmayan gerekçelerle masadan kaçtı. Biz hala masadayız. Onun müzakere masasına dönmesini ve müzakerelere devam etmeyi bekliyoruz” dedi.
“AYNI ÇATI ALTINDA YAŞAYABİLECEĞİMİZE İNANMIŞTIK”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuk gazetecilerin bir sorusu üzerine, Kıbrıs’ın güneyinde, Hristiyan Ortodokslardan oluşan Rum toplumunun, kuzeyde ise Müslüman ve Türk olan Kıbrıs Türk halkının yaşadığını söyledi.
Eroğlu, “Onlar Yunanistan’ı, biz de Türkiye’yi anavatan olarak görüyoruz. Bu durum, anlaşmalarla kayıt altına alınmıştır” dedi. Eroğlu, şöyle devam etti:
“Geçmişte Türk ve Rum ortaklı cumhuriyet kurmuş ve aynı çatı altında yaşayabileceğimize inanmıştık. Biz hiçbir zaman Türkiye’ye ilhakı düşünmemiştik. Rumların akıllarında hep Enosis vardı. Zaten Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşamamasının esas nedeni, Rumların Enosis hayallerinin devam etmesidir. Makarios, bu devleti yaşatmaya niyetleri olmadığını, Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına imza atarken ‘Enosis’e en yakın olduğumuz noktadayız’ sözleriyle açıkça ortaya koymuştu.”
“YAŞAYABİLİR BİR ANLAŞMA ARAYIŞI İÇİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türkü’nün yaşayabilir bir anlaşma arayışı içinde olduğunu her fırsatta ortaya koyduğunu söyledi.
Eroğlu, “Rum tarafının tüm uzlaşmaz tutumuna rağmen müzakerelere devam etmemizin nedeni, 2 federe devlet esasına dayalı bir anlaşma umudumuzdur” dedi.
Rumların uzlaşmazlığı, aşırı talepleri ve hazırlanan planları reddetmesinin Kıbrıs Türk halkının anlaşma olacağına inancını zayıflattığını kaydeden Eroğlu, “Müzakerelere başladığımızdan bu yana büyük sabır gösterdik. Takdir edersiniz ki, halkı bir 46 yıl daha, anlaşma olacak diye masada tutmaya hakkımız yok” ifadesini kullandı.
Eroğlu, BM başta olmak üzere ABD ve diğer ilgili ülke ve kuruluşlara, Anastasiadis’i masaya dönmeye ikna etmeye çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, bu çağrısını yineledi.
“ÖN KOŞULLAR KABUL EDİLEMEZ”
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in, müzakerelerden, çok ciddi bir safhada, pazarlık aşamasında kalktığına işaret eden Eroğlu, müzakere masasına dönmek için öne sürdüğü ön koşulların kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Eroğlu, “Giden o olduğuna göre, dönmesi gereken de odur” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, ön koşulun ne olduğunun sorulması üzerine, Rumların, kendileri kadar Türklerin de hakkı olan Kıbrıs etrafındaki doğal gaz kaynaklarıyla ilgili araştırma yapan Türkiye’nin sismik faaliyetlerinden vazgeçmesini istediğini söyledi.
Eroğlu, “Kıbrıs’ın etrafındaki doğal kaynaklarda bizim de hakkımız var. Rumlara bunu, kendi araştırmalarına başlamadan önce söyledi. Dinlemediler. Biz de Türkiye’ye kazı yapmak yetkisi verdik” dedi.