Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir” sözlerine sanatçılar, siyasetçiler, akademisyenler, kadın hakları savunucuları, dernekler büyük tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine tepkiler özetle şöyle:
BİRBİRİNİ TAMAMLAMALARI BEKLENMELİ
Fatma Girik (Sanatçı) Bazı erkekler kendilerini baş zannediyorlar, (ailenin başı, işletmenin başı) her şeye kendileri karar vermek istiyor ve her şeyde kendilerini önemli görüyorlar. Fakat bilmiyorlar ki ben bir boyunum! Ben bir kadınım! Ve boynum çok güzel. Ben o boynu nereye çevirirsem o baş da oraya dönmek zorunda. Kadın ve erkek elbette eşittir. Her manada eşit haklara sahip olmalılar ve birbirlerini böyle tamamlamaları beklenmelidir. Bu işin fıtratı budur, doğası budur. Bilek güreşi yapmıyoruz, grekoromen çekmiyoruz. Kadınlar erkeklerin olduğu her şey oluyor. Başbakan oluyor, hâkim oluyor. Fakat konu kaba kuvvete ve bilek kuvvetine gelirse istisnalar dışında dünya çapında bir Muhammed Ali olamıyor kadınlar. Ama günün birinde öyle bir kadın çıkar ki istisnalar kaideyi bozar ve vurdu mu oturtur.
NEFRET SUÇU İŞLEMEKTEDİR
Aylin Nazlıaka (CHP Ankara Milletvekili) Bu sözleri bizi şaşırtmadı. Çünkü kendisinin fıtratında cinsiyetçilik olduğunu biliyoruz. Daha önce başbakanlığı döneminde de kadın erkek eşitliğine inanmadığını söylemişti. Her gün 3 kadınının öldürülmesini bir sorun olarak görmeyen Cumhurbaşkanı, bir ezber tutturmuş. Her ölümü fıtrata bağlayarak sorumluluktan kaçıyor. Kadını sadece annelik tanımı içerisinde sınırlandıran bir anlayışa sahip. Kadını, narin, zayıf ve güçsüz gibi nitelendirmelerle ötekileştiriyor. Kadına yönelik şiddet uygulayan erkeklerin bu konuşmalardan cesaret aldığının farkında değil mi? Cumhurbaşkanı açıkça kadınlara yönelik nefret suçu işlemektedir. Yarın bir kadın işe alınmadığında Cumhurbaşkanı’nın sözleriyle açıklama getiren işverene ne cevap verecek? İşe alınmayan kadınların sorumlusu da Cumhurbaşkanı’dır.
YAZIKLAR OLSUN
Nur Serter (CHP İstanbul Milletvekili) Türkiye’de kadının durumunun neden böyle olduğunu anlamak için Cumhurbaşkanı’na bakmak yeter, yazıklar olsun. Şimdi her şeyde fıtrata göre veya inanca destek veren kabullere göre, dogmalarla cevap verirseniz çağdaş dünyanın bu kadar dışında kalırsınız. Cumhurbaşkanı, kadın erkek eşitliğini, çağdaş dünyanın bugün gelmiş olduğu noktadan değil, 1600-1700 yıl gerisinden bakma eğilimindedir, o nedenle de bunu fıtrata ters olarak nitelendirmiştir. Elbette fiziksel farkları vardır ama fiziksel farklılıklar toplumsal yaşam içinde eşit olmalarına engel teşkil etmez.
EV HAYATINI PAYLAŞAN DÜŞÜNSÜN
Ruhsar Demirel (MHP Genel Başkan Yardımcısı) Cumhurbaşkanı 2010’da ‘Anayasa değişikliğini eşitlik sağlamak amacıyla kadın arkadaşlarımız için yapıyoruz’ demişti. Ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermiştir. Kadın-erkek ayrımı tartışması oldukça saçmadır. Cinsiyet ve milliyetin önemi yoktur. İnsan olarak hepimiz eşitiz. O dedi diye kimse farklı olmaz. Kendisiyle ev hayatını paylaşanlar düşünsün. Ancak bu tür açıklamaların en büyük sakıncası vardır. O da kanaat önderleri ve cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişilerin bu söylemleri, kadınları mağdur edenleri daha da cesaretlendirir. Kadına yönelik işlenen suçlar artar, o suçlar da Cumhurbaşkanı’nın boynuna kalır.
CEDAW’A DA AYKIRI
Sema Kendirci (Türk Kadınlar Birliği Başkanı) Erdoğan, Türkiye’nin 1986’da taraf olduğu, BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması (CEDAW) Sözleşmesi ile 4 ay önce yürürlüğe giren kadına şiddetin önlenmesine yönelik Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı davranmıştır. Ülkelerin durum raporlarının açıklanacağı ocak ayında BM CEDAW Komitesi’nden Türkiye’ye kınama gelebilir. İstanbul Sözleşmesi denetim mekanizmasının kurulmasıyla birlikte birtakım cezai yaptırımlar da söz konusu olabilecek. Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden bir kişinin Anayasa’yı çiğneyerek suç işlemesinin yanı sıra kadın cinayetlerine yol açacak bu beyanatları söylemesinin akıl almaz bir talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Hiç kimse hangi sıfat, hangi makam ve mevkide olursa olsun Anayasa’yı ayaklar altına alamaz.
ASFALTTA EŞİTLİK İSTEMİYORUZ
Gülden Türktan (Kadın Girişimcileri Derneği -KAGİDER- Başkanı) Kadın erkek eşitliği konusunda Sayın Cumhurbaşkanı çok ciddi yanıltılıyor. Kadınla erkek adalet önünde de, sosyal, politik, ekonomik alanlarda da, aile yükümlülüklerinde de eşittir. Ama kadınla erkek ‘identical’ (birbirinin aynı) değildir. Başka türlü düşünür, başka türlü hareket eder, bu da zenginliğimiz ve gücümüzdür. Bunu zannediyorum doğru dürüst analiz etmeden metinlere koyuyorlar ve böyle kavram kargaşalarıyla, Türkiye’deki bütün kadınları üzen beyanatlarla neticeleniyor. Bunu akademik ve doğru düzgün incelememiz lazım. Rusya’ya toplantıya gittiğimde asfaltta çalışan kadınlar ‘Biz asfaltta eşitlik istemiyoruz’ dediler. Bunda yüzde 100 haklılar. Asfaltta daha kuvvetli erkeğin çalışması zaten işverenin menfaatinedir. Telefonu açmada kadın daha becerikliyse erkeğe de ‘Sizin telefona cevap verme kapasiteniz eksik’ denmelidir. Mantık derslerinde eşit 2, identical 3 çizgiyle gösterilir. İkisi birbirinin aynısı değil ama ikisi de eşit.
YADIRGADIK
Gönül Karahanoğlu (KA-DER Başkanı) Bizim peşinde olduğumuz, adalette, eğitim ve sağlığa ulaşımda, karar mekanizmalarında temsilde hak eşitliği. Toplumsal cinsiyet kavramı içselleştirilmiş olsa ‘fıtrat farkı’ diye bir farklılık dile getirilmez. Son derece yadırgadık. Kadınla erkek eşit değil, eşdeğer diyor. O zaman kim kime eşdeğer, referans alınacak değer kim soruları gelir arkasından. Konuşmasında bir de feministler sanki çocuk sahibi olmak istemezlermiş gibi bir kavram kargaşası var. Bunlar anneliği anlamazlar gibi bir ayrıştırma var. Feminizm de bir ideolojidir, onu da savunanlar olabilir. O zaman anne olmayan kadınları, baba olmayan erkekleri nereye koyacağız?
MEŞRULAŞTIRIYOR
Halime Güner (Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Başkanı) Kadınlar bu ülkeden alacaklı. Anayasa’nın 10. maddesinde ‘Devlet kadın erkek eşitliğini sağlamakla yükümlüdür’ yazıyor. Taraf olduğumuz İstanbul Sözleşmesi var. Cumhurbaşkanı şu anda uluslararası sözleşmelere aykırı konuşuyor. Kadınlar fiili eşitlik ister, sadece adalet değil. Bakanlar uluslararası toplantılara katıldıklarında Cumhurbaşkanı’nın sözlerini nasıl savunacaklar merak ediyorum. Bugün BM’nin Kadına Yönelik Şiddeti Kınama Günü. Yıllardır bugünde başta feministler olmak üzere şiddetin sonlanması üzerine etkinlikler, toplantılar yaptık. Kadının insan hakları adına mücadele ettik. Oysa bakar mısınız bugün ülkenin en başındaki kişi Cumhurbaşkanı’nın konuşması üzerine yorum yapıyoruz, hem de ne yorum. Eşit değilsiniz dendikçe daha çok öldürülüyoruz. Fıtrat diyerek cinayetlerin faillerini meşrulaştırıyor.
SADECE KADIN DEĞİL
Canan Güllü (Türkiye Kadın Federasyonu) Kadın-erkek eşitliği gerçeği fıtrat üzerinden açıklanamaz. Biliyoruz ki Recep Tayyip Erdoğan’ı rahatsız eden kadın hareketinin varlığıdır. Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan bu durum, sadece kadınların değil, Türkiye’deki bütün vatandaşların ve toplumsal kesimlerin ortak sorunudur. Antidemokratik ve hukuk dışı gidişat, sadece kadınları değil, ülkeyi yönlendiren oligarşik yapıya mutlak itaat ve biat etmeyen her türlü siyasi, sivil, ideolojik, etnik, ekonomik, mezhepsel ve dini grubu hedef almaktadır.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER’İN SÖYLEMİ
Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Kadın erkek eşit değildir, eşdeğerdir, biz eşitlik değil, adalet istiyoruz demek Müslüman Kardeşler’in söylemidir. Tunus ve Mısır’da Arap baharı çerçevesinde kullanılan bir kavram olmuştur. Anayasa’ya adalet kavramının getirilmesine çalışılmıştır orada. Durum oralarda kadın açısından ortadadır. Yüz yıllık kazanımını Türk kadını sanırım bir çırpıda, birkaç cümleyle herhalde çöpe atmayacaktır.
Kadınlıktan da en iyi o anlar
Figen Yüksekdağ (HDP Eş Genel Başkanı) Sayın Erdoğan büyük bir bilirkişi. Kadınlıktan da en iyi o anlar analıktan da o anlar, hatta çıkıp bütün kadınlara analık ve kadınlık dersi verir. Bir cumhurbaşkanı ‘Eşitlik kadının fıtratında yoktur’ diyorsa, bu ülkede sadece kadın için değil bütün toplum için eşitliği ve adaleti mumla arasanız bulamazsanız. Kadın cinayetleri ve şiddet, politik mesele olarak görülmediği için bu memlekette her gün kadınların öldürülmesine yol açan bir katliam yaşanıyor. Kadınlar her gün ölüm tehdidiyle yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı açıklama yapıp, kadınla erkek arasındaki eşitsizliğin kadının fıtratı gereği, erkeğin fıtratı gereği olduğunu iddia edebiliyor. Eşitsizlik, kadını ayrımcılığa tutma zihniyetini, bütün devlet kademelerinde kurumsallaştırıyorlar.
Üzüntü verici
Prof. Dr. Feride Acar (BM Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi üyesi ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’nin yazarı) Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ifadeleri bizim uluslararası sözleşmelerdeki taahhütlerimizle hiç uyumlu değildir. Cumhurbaşkanı adalet kavramını eşitlikten ayırıyor. Ama eşitliğin olmadığı yerde kadınlara karşı adalet beklemek mümkün olmaz, ayrımcılık kaçınılmazdır. Bu söylemler ve giderek muhafazakarlaşan bu yaklaşıma, sözleşmelerin ruhuna uygun olmayan bir mesajı topluma yerleştirmek isteyen bir çaba diye bakılabilir. Oysa ülkenin yaşadığı en büyük zorluk, kadın-erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusunda, ki bu ikisi birbirine bağlı şeyler, toplumsal değer yargılarını dönüştürmektir. Onun için de toplumun önemli seslerinin hele Cumhurbaşkanı gibi bir konumda olan kişinin verdiği mesajların, bu değerleri uluslararası sözleşmeler doğrultusunda dönüştürmesini gönül ister, tam tersi yolda değil. O yönde bir etki yapacak o şekilde anlaşılabilecek olması üzüntü vericidir.
Demek istediğini biliyorum
Güldal Akşit (Eski Aile Bakanı) Fiziksel olarak eşitlik olmadığına ilişkin bir vurgu yapmış Cumhurbaşkanı. Yaradılış olarak kadın ve erkek birbirinden farklıdır. Ancak biz, haklar ve fırsatlar açısından eşitlik olarak bakıyoruz. Meclis’te haklar ve fırsat eşitliği komisyonunu ilk biz kurduk. Cumhurbaşkanımızla 13 yıldan beri çalışıyorum. Ne demek istediğini gayet iyi biliyorum. Sizlerin ve bizlerin anladığı anlamda eşitliğe inanıyor ve onun için adımlar atıyor Cumhurbaşkanımız.
Tülay Selamoğlu (AK Parti Kadın Kolları Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili) Kadın ve erkek yaradılışları gereği farklı yapıya sahipler. Cumhurbaşkanı’nın söylemek istediği bu. Ancak biz meseleye insanların eşitliği olarak bakıyoruz. İnsan hakları açısından eşitlik olarak algıladığınızda, cinsiyetçi bir bakış açısı da ortadan kalkıyor. Bunu birbirinden ayırmak gerekir. İnsan olarak aynı haklara sahibiz. Bizim temel prensibimiz insan olarak eşit olduğumuz bakışıdır.
Fıtratında doğru bir iş yoktur
Devlet Bahçeli (MHP Genel Başkanı) Kadın erkek eşitliğinin fıtrata ters olduğunu söyleyerek tüm kadınların hakkını gasp eden ve saygısızlık yapan Erdoğan’ın, bize göre fıtratında doğru bir iş yapmak, adaletli davranmak, milli ve ahlaki duruş sergilemek yoktur, bundan sonra da olmayacaktır.
Neden
Gürsel Tekin (CHP Genel Sekreteri) Kadın kardeşlerim adına bir kez de ben soruyorum; 2014 yılında kaç kadın öldürüldü? Kadın Bakanlığı neden kurulmuyor? İstanbul Sözleşmesi hükümleri neden uygulanmıyor? 6284 sayılı Koruma Kanunu hükümleri neden uygulanmıyor? Kadın ve erkek eşitliği kadın cinayetlerini durdurmak için bu kadar önemliyken neden kadınlarla erkeklerin eşit olmadığı söyleniyor? Hükümet kadın cinayetleri dursun istemiyor mu?