Gazze’den Suriye’ye! Trump, Kushner ve Barrack: ‘Emlakçılar Birliği’nin kanlı planları

ABD yönetiminin, BM toplantısına gelecek olan Filistin heyetinin vizelerini iptal etmesi; Günlerdir yazdığım, altını çizdiğim acı ve ağır gerçeğin son damlasıdır.
Hiç lafı dolandırmıyorum. Uzun diplomatik cümlelere de gerek duymuyorum. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “örtülü, diplomatik uyarıları”nı bir kenara bırakıyorum.
İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’nın “gel gitlerini” ayırıyorum. Çünkü olay açıktır.
Dünya ne yazık ki acımasız bir “emlakçılar birliği” ile karşı karşıyadır.
ABD Başkanı Trump, dünürü Charles Kushner, damadı Kushner.
Trump’ın emlak ortağı Tom Barrack… Evet bu bir “emlakçılar birliği”dir. Ve Gazze’yi bir “tatil beldesi olarak” değerleyen ekiptir. Dahası var.
Ne kadar kendilerini zorlasalar da; onlar için “toprak” meselesi, “parsellenecek arsa” meselesidir. Ranttır. Daha da önemlisi. Bu “emlak birliği”nin derin ilişkileri vardır.
İşte bu “derin ticari ilişkiler” nedeniyle ben artık Trump yönetiminin aldığı kararların “diplomatik yöntemlerle” açıklanamayacağını öne sürüyorum.
Çünkü insanlık olarak diplomasinin çok ötesindeyiz.
ABD ile ilişkiler nedeniyle istediğimiz kadar bu “acı gerçeğe” gözlerimizi kapatalım. Ama sonuçta geldiğimiz yer burasıdır.
“Derin emlak birliği”nin ele geçirdiği bu yapıda; ABD ve İsrail et ve tırnak gibidir. Ayıramazsınız.
İşte son örnek… Geçtiğimiz hafta ABD’de bir toplantı.
Katılanlar: Başkan Trump. İngiltere eski Başbakanı Blair. Netanyahu’nun danışmanı Dermer. Ve Trump’ın damadı Jared Kushner…
Biliyorsunuz, Kushner köklü ve muhafazakâr bir Yahudi aileden gelir ve Trump’ın bir önceki döneminde Ortadoğu danışmanıydı.
DÜNÜRE İKİ YIL HAPİS
Şimdi o aileye bir bakalım.
Dünür Charles Kushner, 1979 yılında Hofstra Üniversitesi’nden mezun oluyor. Babasının işi olan emlak sektörüne giriyor. New York, Pensilvanya ve Florida’da da mülkler satın alıp Kushner Companies’i kuruyor.
2000’li yılların başında Kushner Companies’in portföyünde 25.000 ünite bulunuyor.
Kushner, 2005 yılında sahte vergi beyannamesi verme, işbirliği yapan bir tanığa misilleme yapma ve Federal Seçim Komisyonu’na yalan beyanda bulunma suçlarından 16’sını kabul ediyor ve iki yıl hapis cezası alıyor.
SEKS ŞANTAJI
Charles Kushner eşinin kardeşine şantaj yapabilmek için bir eskort kadına 25 bin dolar ödediğini de kabul ediyor.
Ahlak durumu bu yani.
TRUMP’TAN DÜNÜRE AF
Charles Kushner 2006 yılında hapisten çıkıyor. Ve 2020 yılında başkan Trump hayırsever faaliyetleri nedeniyle dünürü affediyor. Daha sonra da Fransa’ya büyükelçi olarak atıyor.
İşte şimdi servetleri 7.5 milyar dolara ulaşan Kushner ailesinin ve o emlak birliğinin varisi olarak damat Kushner geçen hafta yapılan toplantıda yeniden ortaya çıkıyor.
Büyük dedesi ve büyük annesi Nazi zulmünden ABD’ye kaçan muhafazakâr bir yahudi çift. Ve aile olarak kurulan vakıflarla Netanyahu’nun seçimlerine ciddi para yardımları yapılıyor. Uzun uzun bu aileyi ve bağlantıları, Netanyahu ile olan ilişkileri anlatabilirim. Ama sanıyorum bu kadarı yeterli.
Trump-Kushner ve İsrail’e uzanan aile boyu bir emlak imparatorluğudur bu.
VE BARRACK
Geçen yazımda ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin internet sitesinden Tom Barrack’ın Trump’la emlak ortaklığını şöyle aktarmıştım: “Büyükelçi Barrack, toplam piyasa değeri 80 milyar dolara ulaşan varlıklarıyla ve 19 ülkede yürüttüğü faaliyetlerle dünyanın en büyük dijital altyapı yatırımcılarından biri olan (bugünkü adıyla Digital Bridge olarak bilinen) Los Angeles merkezli küresel özel sermaye yatırım şirketi Colony Capital, Inc.’nin kurucusu, eski Yönetim Kurulu Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı’dır.”
Dünyanın en zengin diplomatı Barrack şimdi özel temsilci olarak Suriye, Lübnan ve Filistin coğrafyasının yeniden dizaynı için çalışıyor. Ve ne ilginç bir tesadüftür ki…
Netanyahu işgale başladığı günlerde Barrack, Mario Nawfal’a yaptığı açıklamada şöyle diyor: “İsrail, Birinci Dünya Savaşı’nda Sykes-Picot anlaşmasıyla belirlenen Ortadoğu’nun yerleşik sınırlarına bağlı kalmak istemiyor ve Lübnan ve Suriye’yi ele geçirme ‘kapasitesine ya da isteğine’ sahip.”
Şu sözlere bakar mısınız. Nasıl bir ikrar… Bu derin bağlantıları görmek için daha ne olması gerekiyor…
ABD ile iyi geçinmek ya da dikkatli olmak adına AB’nin gelişmiş ülkeleri olarak “Trump’ın masasının karşısına dizilerek” diplomatik çözüm aramaya çalışmak nereye varabilir?
Hayatları boyunca, “güç”, “kibir” ve “zenginlik” şehvetini temel kural edinmiş bu insanlara karşı; Çözüm için “diplomasi yapmaya” çalışmak; Onların sizler hakkında “bunlar güçsüz” yorumunu yapmalarından başka hangi sonuca ulaşabilir…
Bugün olan işte budur.
Çünkü bu zihniyet diplomasiyi güçlüler karşısında “yalvarma” olarak algılayabilir.
Daha kısa süre önce Trump’ın dünyanın en kanlı sporu olan “kafes dövüşlerini” büyük bir heyecanla izlerken kanlı şampiyonları nasıl kutladığını fotoğraflarıyla anlatmıştım.
Böyle bir psikolojiyle güce tapan bir insan, diplomasiden, insan haklarından ne anlayabilir?
İşte “kafes” bugün ne yazık ki Gazze ve Suriye’de kurulmuştur.
Kan akmaktadır. Güçlünün güçsüzü ezdiği, katliamlarla soykırım yaptığı;
Açlığa ve sefalete mahkûm ettiği kanlı bir kafes.
Bir ortağını Fransa’ya (önceki dönem), diğerini Ortadoğu’ya elçi yapan Trump’ın “Emlak Birliği”nin ele geçirdiği ABD yönetiminde;
BM’ye gelecek Filistin heyetinin vizelerinin iptali; BM’nin bu çarpık düzeninin sonunun geldiğini net olarak ortaya koymuyor mu?
İnsanlık gözlerini bu gerçeğe daha ne kadar kapatabilir?