Macaristan-AB gerilimi… Orbandan Von der Leyene mesaj: Gitme vakti!

Macaristan Başbakanı Orban, Perşembe günü Avrupa Parlamentosu’nda von der Leyen hakkında yapılacak güven oylaması tartışmalarına katılarak, AB’nin yürütme organının başının görevden alınması gerektiğini savundu.
X platformunda paylaştığı mesajında Orban, üzerinde “Gitme vakti” yazan ve von der Leyen’in kırmızı bir çerçeveden çıkarken görüldüğü bir görsele yer verdi.
Söz konusu görsel, eski ABD Başkanı Joe Biden’ın çekilip yerine Kamala Harris’in Demokratların adayı olmasının ardından Time dergisinin hazırladığı kapağa benziyor.
Bu tartışmalı açıklama, Macaristan’ın AB Komisyonu’nun ekonomik önerilerini reddetmesiyle aynı zamana denk geldi. Komisyon, Budapeşte’nin bütçe açığını kapatmak için “kalıcı” mali önlemler alması gerektiğini belirtmişti.
Macaristan’dan ise “Brüksel’in aksine, hükümet için öncelik aileler, emekliler ve Macar şirketleridir, çokuluslu şirketler değil.” yanıtı gelmişti.
NELER YAŞANDI?
Pandemi sonrası dönemde Macaristan’ın ekonomisi dalgalı bir seyir izliyor. 220 milyar dolarlık ekonomi, bu yılın ilk çeyreğinde yeniden küçüldü. Macaristan Merkez Bankası, büyüme beklentisini %1,9-2,9 aralığından %0,8’e düşürdü. Yüksek enflasyon nedeniyle faiz indirimlerinin de sınırlı kalacağı belirtiliyor.
Macaristan, bütçe açığını finanse etmek için geçen ay üç farklı vadede toplam 4 milyar dolarlık tahvil satışı gerçekleştirdi.
Öte yandan AB, Macaristan’a karşı “aşırı açık prosedürünü” yeniden başlattı. Bu süreç, Macar hükümetinin belirlenen ekonomik hedeflere ulaşamaması durumunda mali yaptırımlar ile sonuçlanabilir.
GÜVEN OYLAMASI
Güven oylaması, Pfizergate ismi verilen skandal ile bağlantılı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, yarın Avrupa Parlamentosunda (AP) yapılacak oylamada güven tazelemesi beklenirken, hakkında verilen gensoru, von der Leyen’in yönetiminden hoşnutsuz kesimlerin arttığını gösterdi.
Haziran 2024’te yapılan seçimlerin ardından ikinci kez bu görevi üstlenen von der Leyen, görevde 5. yılını doldurmaya yaklaşırken yarın AP’de bir sınav verecek.
Von der Leyen, Piperea’nın iddialarını sert sözlerle yalanladı
7 Temmuz akşamı yapılan oturumda söz alan Piperea, von der Leyen’e bizzat hitap ederek iddialarını tekrarladı.
Kürsüden ayrılırken von der Leyen’e selam verse de Alman siyasetçi buna karşılık vermedi, kürsüye çıkarak Piperea’nın iddialarını sert sözlerle yalanladı.
Von der Leyen, gensoru önergesinin içeriğinin, “aşırılık yanlılarının en eski oyun kitabından alındığını, toplumu kutuplaştırdığını, demokrasiye olan güveni aşındırdığını” savundu.
Pfizer CEO’su ile arasındaki telefon mesajlaşmalarıyla ilgili önergede yer alan iddiaları “çürütülmüş komplo teorileri” olarak niteleyen von der Leyen, aşı anlaşmalarının Komisyon ve üye ülkeler tarafından birlikte yürütüldüğünü, tüm ülkelerin sözleşmeler, fiyatlar ve miktarlar hakkında bilgisi olduğunu, bunun tersine yönelik iddiaların ise “yalan” olduğunu söyledi.
Von der Leyen, hakkındaki gensoru önergesine imza atan milletvekilleriyle ilgili, “Bunlar, aşı karşıtlarından (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin savunucularına kadar komplolarla beslenen hareketlerdir. Ne demek istediğimi anlamak için bu önergenin imzacılarından birkaçına bakmanız yeterli.” ifadelerini kullandı.
AB Komisyonu Başkanı, “Kurumlarımız arasında, bu Meclis’teki Avrupa yanlısı, demokrasi yanlısı güçler arasına nifak sokmak için yapılan bir başka kaba girişim. Buna asla izin veremeyiz ve asla vermeyeceğiz.” diye konuştu.
Sonuç beklenmiyor
7 Temmuz’daki oturumda yapılan tartışmada AP’nin sekiz siyasi grubundan bazıları oylama öncesinde pozisyonlarını açıkça ortaya koyarken, diğerlerinin tutumu daha belirsiz kaldı. Bazı vekillerin siyasi gruplarının pozisyonundan farklı düşüncede olması da dikkati çekti.
Von der Leyen’in siyasi gücü olan Avrupa Halk Partisi (EPP) onun tamamen arkasında duracağını, grubun Başkanı Manfred Weber, “Oy birliğiyle aleyhte oy kullanacağız.” sözleriyle belli etti.
Alman siyasetçinin ikinci kez görevi üstlenmesi için destek veren merkez sağ gruplar Sosyalistler ve Demokratlar (S&D), Renew Europe (Avrupa’yı Yenile) ve Yeşiller grupları da güvensizlik oyu vermeyeceklerini beyan ettiler.
Ancak bu grup mensubu vekillerden birçoğu, von der Leyen’i sağ kanat partilerle anlaşma yapmak, başta “Yeşil Anlaşma” olmak üzere önemli politika dosyalarını görmezden gelmek ve Komisyonu “aşırı merkezi ve şeffaf olmayan” bir çalışma tarzıyla yönetmekle eleştirdi.
Sol Grup da önergeye “sağcı aşırılık yanlıları tarafından bir araç olarak kullanılmasını reddetme” amacıyla karşı çıkacağını bildirdi.
Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) üyelerinden bazıları von der Leyen’in aleyhinde oy kullanacağını, bazıları ise bunu yapmayacağını açıkladı.
Aşırı sağcı gruplar Avrupa’nın Vatanseverleri (PfE) ile Egemen Ulusların Avrupası (ESN) ise Komisyon’un istifa etmesini talep ederek önerge lehine oy kullanacak.
Aleyhte bir karar çıkması için 720 milletvekilinin üçte ikisine karşılık gelen 480’inin önergeyi desteklemesi gerekiyor.
Önerge, 79 imzayla Genel Kurulun gündemine girmişti.
Dolayısıyla von der Leyen’in bu krizin üstesinden geleceğine kesin gözle bakılıyor.
Sembolik oylama
Brüksel’in önde gelen düşünce kuruluşu Avrupa Siyaseti Çalışmaları Merkezi’nin (CEPS) AB kurumlarının işleyişi üzerine uzmanlaşan analistlerinden Sophia Russack, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, gensoru ve güvensizlik oylamasının olağan bir prosedür olduğunu ve AB tarihinde bunun örneğinin çok olduğunu söyledi.
Russack, von der Leyen’in yönetiminden hoşnut olmadığını ancak önergenin ana gerekçesi olan Kovid-19 aşılarının gerektiği zamanda AB vatandaşlarına sağlanmış olması yönüyle Komisyonun istifasını gerektirecek bir unsur olmadığını belirtti.
Oylamanın sembolik değerde olduğunu ifade eden Russack, “Görüş belirtmek, protesto etmek ve muhalif sesleri duyurmaya hizmet ediyor. Başarılı olması imkansız çünkü eşik çok yüksek. ABD Kongresi’ndeki gibi bir azil süreci gibi görülmüyor.” diye konuştu.
Sadece bir Başkan istifa etti
AP üyeleri tarafından AB Komisyonu Başkanını devirmek için daha önce 9 girişimde bulunuldu ancak bunlardan hiçbiri başarılı olamadı.
En son girişim Kasım 2014’te eski Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker liderliğindeki Komisyon’a karşı gerçekleşti. Ülkenin vergi rejimini ifşa eden “Lüksemburg Sızıntıları” adı verilen mali skandalın ardından verilen güvensizlik önergesine dair yapılan oylamada 670 milletvekilinden sadece 101’i lehte oy kullandı ve gerekli eşiğe ulaşılamadı.
Mart 1999’da yine bir diğer eski Lüksemburg Başbakanı Jacques Santer liderliğindeki Komisyon ise yolsuzluk iddialarının ardından AP’deki oylamayı beklemeden kendi inisiyatifiyle istifa ederek resmi oylamayı engelledi.