Özersay :”Türkiye ile de müzakere edeceğim”
Cumhurbaşkanı adayı olacağını açıklayan Kudret Özersay, ülkedeki siyasilerin hem gücü hem de meşruiyeti Kıbrıs Türk halkı yerine dışarıda aramaları durumunda hüsrana uğrayacaklarını söyledi.
Özersay, çözüm halinde de çözümsüzlüğün devamında da Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetebilmesinin bir olmazsa olmaz olduğunu vurgulayarak, “bu ülkenin yöneticilerinin gerek Rum tarafı gerekse Türkiye de dahil dünyadaki diğer aktörlerle olan ilişkilerimizde hak ve menfaatlerimizi gerektiği gibi savunabilmesi için, gücü ve meşruiyeti dışarıda değil bu ülkede ve Kıbrıs Türk halkında aramalıdır” dedi.
Özersay bu durumun önümüzdeki yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için de geçerli olduğunu vurguladı.
Ofisinden yapılan açıklamaya göre Özersay, katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulundu
“TÜRKİYE İLE MÜZAKERE EDECEĞİM KONULAR OLACAK”
Türkiye ile ilişkiler konusunda da konuşan Özersay, “Cumhurbaşkanı seçilmem durumunda Kıbrıs Türkü’nün stratejik ortağı ve dostu olan Türkiye ile de diplomasi yolunu kullanarak müzakere edeceğim ve pek çok konuda her iki devletin de menfaatine olacak şekilde ikna edici olacağımı biliyorum” dedi.
Türkiye ile Cumhurbaşkanı olarak hangi konuları müzakere etmeyi düşündüğünün sorulması üzerine Özersay şunları ifade etti:
“Örneğin bir kemer sıkma politikasının sonucu olarak 2009 yılında yürürlüğe konulan ‘göç yasası’, kamuda maaş eşitsizliğine neden oluyor ve gittiğim tüm köylerde bu konudaki rahatsızlığı gözlemliyorum. Bu durumun Kıbrıs Türk gençliği açısından da beyin göçünü hızlandırdığı bir realitedir. Devletin başı olan Cumhurbaşkanı bu durumdan rahatsızlık duyup konuyu Meclis’e taşımalı ve ertesinde de ekonomik protokolde değişiklik hedefiyle bunu Türkiye ile müzakere edebilmelidir”
Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Meclis’i bu gündemle toplantıya çağırmayı düşündüğünü kaydeden Özersay, “Muhalefette iken başka konuşan, hükümet olunca bu konuda daha farklı konuşmaya başlayan tüm siyasi partilere gelin maaş eşitliğini sağlayacak değişikliği yapalım ama aynı zamanda ülkede var olan aşırı israfa son verecek başka tedbirleri de eş zamanlı olarak hayata geçirelim çağrısı yapacağım ve bunu Türkiye ile devlet adına Cumhurbaşkanı olarak gidip müzakere edeceğimi söyleyeceğim” diye konuştu.
Özersay, Kıbrıs Türk gençliğini umutsuzluğa iten bu ve benzeri konuların ülkenin Cumhurbaşkanının uykularını kaçırması gerektiğini de belirtti.
“ARTAN SUÇ ORANLARI VE SU KONUSU DA KRİTİK”
Ülkede giderek artan suç oranlarına da dikkat çeken Kudret Özersay, polis teşkilatına son 5 yıldır gerekli personel alımının yapılmadığını, Türkiye ile KKTC arasında adli konularda sağlıklı bir işbirliği yapılmasının önünde hala bürokratik engellerin bulunduğunu savundu ve tüm bu sorunların giderilebilmesi için Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık ederek hükümetle istişareler yapması ve ülkeye giriş-çıkış şartları da dahil bu konuların siyasi yönünü Türkiye ile müzakere etmesinin gerekli olabileceğini vurguladı.
Türkiye’den gelecek su konusunda da Özersay, bugüne kadar bu suyun ülke içinde nasıl kullanılacağının pek konuşulmadığını, her hükümet değişikliğinde değişecek değil kalıcı olacak olan bir devlet politikasına ihtiyaç olduğunu belirtti.
Özersay, bunun Cumhurbaşkanının siyasi liderlik göstermesi ile mümkün olabileceğini vurguladı.
“KARŞILIKLI SAYGI, ÖZSAYGININ KAZANILMASIYLA İLİŞKİLİ”
Özersay, “stratejik ortağımız ve dostumuz olan Türkiye ile gerçek anlamda karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki kurmak istiyorsak, bunu içi boş beylik laflarla yapamayız” diyen Özersay, bunun hayat bulmasının, bir yandan Türkiye ile sağlıklı bir ilişkiyi hangi enstrümanlarla ne şekilde kuracaklarının tarif edilmesinden, diğer yandansa kendi kurumlarına çeki düzen vermekten geçtiğini vurguladı.
Özersay, “Çünkü ancak kendi kurumlarımıza çeki düzen verirsek kendimize olan güveni yeniden kazanmaya, özsaygımızı yeniden kazanmaya başlarız ki bu, karşılıklı saygı temelinde bir ilişki için en önemli unsurlardan birisidir” diye konuştu.
Kendilerine olan saygıyı yeniden kazanmalarının önündeki en önemli engelin kamu kurumlarını verimsizliğe iten partizanlık, adam kayırmacılık ve yolsuzluk olduğunu ileri süren Özersay, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda tüm bunlara karşı çok ciddi bir mücadele vereceğini, bunun için Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kamu Hizmeti Komisyonu’nun da çok önemli olacağını vurguladı.
Özersay, Kamu Hizmeti Komisyonu yasasında, istihdam, tayin ve terfilerde partizanlık yapanların Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınabileceğini ama bugüne değin dışarıya çıkan sorular dahi olmasına rağmen ne bir başkanın ne de bir üyenin bu temelde Cumhurbaşkanları tarafından görevden alındığını hatırlamadığını söyledi.
İleri sürülen “kamuda partizanlığa” karşı sonuç alıcı bir mücadelede Cumhurbaşkanının çok önemli bir rolü olabileceğini vurgulayan Özersay, “bunu da herhangi bir siyasi parti ile kurumsal ya da duygusal bağı olmayan ancak gerçek anlamda tarafsız bir Cumhurbaşkanı yapabilir” dedi.