SON DAKİKA… İSRAİL BOMBA YAĞDIRDI! Suriye saldırısı Türkiye’ye mesaj mı?

İSRAİL SURİYE’DE ŞAM, DERA, HAMA VE HUMUS’A BOMBA YAĞDIRDI
Canan Tercan: Türkiye ve İsrail noktasında, Türkiye’nin İsrail’e direkt olarak hiçbir zaman düşman olmadığını biliyoruz. Yıllardır da biliyorduk. Sadece düşmanlık noktamız bizim Filistin meselesi yüzünden. Yani Filistin’de yapılan çok ciddi bir zulüm var, çok ciddi bir soykırım var ve insan hakları adına, Türkiye’nin Gazze’ye ve Filistin halkına verdiği ciddi bir destek var. Fakat bu asla İsrail’in toprak bütünlüğünü tehdit edecek noktada değil, hiçbir zaman da olmadı zaten.
İsrail kendi güvenlik tehdidinden bahsediyor. Fakat şu anda meşru bir hükümet var. Suriye’de bir birlik var ve SDG dahi artık geçici hükümet dediğimiz Ahmet Şara’nın hükümetiyle anlaşma yapma noktasına geldiler ve iki kere görüştüler. İlkinde 8, ikincisinde 12 madde üzerinde anlaşıldı. Dolayısıyla artık Suriye yeni bir hükümet, yeni bir devlet olma ve bütünleşme yolunda ilerleyen bir devlet.
Fakat İsrail tarafından verilen açıklamada, Suriye Başkanı Ahmet Şara, Colani olarak anlatıldı. Yani hala bir sanki örgüt lideri gibi, bir devlet başkanından bahsedilmiyor da yasa dışı bir örgüt başkanından bahsediliyor gibi ifadeler çok kötüydü. Bir devlet başkanından bahsediliyorsa, meşru bir devleti artık bu; ki Avrupa Birliği ülkeleri de pek çok noktada artık onu tanıdılar. Fransa’da Macron’un görüşmesi var. Pek çok ülke dış işleri bakanı gönderdi Suriye’ye, Ahmet Şara ile görüşmeye.
Burada barış ve yeniden yapılanma çabası içerisinde olan bir hükümet görüyoruz ve devlet görüyoruz. Peki, İsrail’in söylediği Türkiye tehdidi nasıl okuyabiliriz burada? İsrail’in söylediği şey şu: Türkiye yeni yapılanmaya çalışan Suriye’ye askeri anlamda eğitim vermek üzere hazır olan bir ülke.
Ve İsrail’in şikayet ettiği nokta şudur: ‘Neden askeri olarak eğitim veriliyor? Başka ülkenin askerleri burada neden var?’ gibi. Fakat yıkılan bir ülke var ve biz onlara destek olmak için buradayız.
İSRAİL SURİYE’DE ASKERİ ÜSLERİ VE HAVALİMANLARINI VURDU
Furkan Kaya: Türkiye’nin özellikle Suriye iç savaşının sürdüğü 14 yıl boyunca burada ki askeri varlığı, özellikle Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlama yolunda attığı hem askeri, istihbarati ve diplomatik adımlar aslında bu bahsettiğimiz müesses nizamı ve Siyonizmin desteklemiş olduğu İsrail Devleti’nin bu ilhakçı, işgalci ve genişlemeci politikasına karşı büyük bir engeldi.
Esad rejimi düştükten sonra hepimiz çok iyi biliyoruz ki bir anda İsrail güçleri, Esad’e ait olan mühimmat depolarını, mekanlarını vurmaya başladı. Özellikle Tartus ve Lazkiye’deki bulunan yerleri ki bunu Rusya’ya da uyarı göndererek ‘Derhal donanmanı tatbikatı çıkar, buraları da bombalayacağım’ dedi ve kendince bir şerit çizdi. Yani ‘Benim hudutlarım aslında Suriye bölgesinde şuraya kadardır’ demeye çalıştı. Biz ne yaptık?
Özellikle PKK, YPG ve SDG konusunda, PKK’nın Fırat’ın doğusundaki kendince yapılanmasına veya özerk bir yönetim tesis etme girişimlerine karşı Türkiye çok mikro cerrahi bir istihbarat operasyon süreci gerçekleştirdi ve sonunda ne gördük? Yapılan anlaşma ile beraber 70.000’e yakın SDG militanı silah bırakmaya ve Suriye ordusuna entegre olmaya hazır hale getirildi.