Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, Tarım Bakanlığı’nın “kimseye bilgi vermeden” aspir yetiştiriciliği yapmaya çalıştığını iddia etti.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, Tarım Bakanlığı’nın “kimseye bilgi vermeden” aspir yetiştiriciliği yapmaya çalıştığını iddia etti.
Kelle, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, “Bakanlığın ilk etapta 30 bin dönüm arazi ekeceğini belirttiğini ancak şu anda kamuoyuna konuyla ilgili açıklama yapılmadığını” ifade etti.
“Tarım bakanlığı neden aspir konusunda sessiz kalıyor. Kim ya da kimler bu aspir hakkında bilgi sahibidir?” diye soran Kelle, şöyle devam etti:
“Eğer biz bu ürünü yetiştirseydik, hükümet de bunu satma noktasına devreye girebilirdi. Öncelikle tarıma yön verecek kişilerin bir ürünü hasat edildikten sonra pazarlaması ve fiyatlandırılması konusunda devreye girmesi gerekir. Öncesinde değil.
Bu bitkinin derin sürüm yapılarak, ince işçilikle ekime hazırlanması gerekir. Yabancı otla mücadelesinde, ya ekim yapmadan arazinin ilaçlanması ya da sonrasında yapılması gerekenleri kaç kişi biliyor. Ya da bu ülkede ekilebilecek kaç çeşit aspir olduğunu biliyorlar mı? Aspirin bir iki yıl ekiminden sonra ekildiği arazide uzun süren bir tahribat yarattığını bilen var mı? Bu ülkeye hangi cins aspir uygundur? Öncelikle bu cevapların bilinmesi gerekir.
100 bin ton arpaya ihtiyacımız varken öncelikle kendi kendimize yetebiliyor muyuz? Biz en olgun zamanda 70 bin ton arpa üretiyoruz ve yaklaşık 30 bin ton arpayı dışarıdan alıyoruz. Amaç münavebe ise gelin Kıbrıs yulafı, nohut, vigo ve havetta ekelim. Balya başı ya da dönüm başı destekle kendi ihtiyaçlarımızı karşılayalım.”
“BAKANLIK, ASPİRİN EKİMİ, BAKIMI VE HASADI KONUSUNDA AÇIKLAMA YAPSIN”
Ekim sezonunun 15 gün sonra biteceğini ifade eden Kelle, aspirin ekimi, bakımı ve hasadı konusunda Bakanlığı açıklama yapmaya çağırdı.
Çiftçiler Birliği olarak alternatif ürünleri denemeleri için devletin kendilerine “5–10 bin dönüm” vakıf veya maliye arazisi vermesini öneren Kelle, “Biz de ücret talep etmeden bu arazilere yeni denenecek ürünleri ekelim. Hangi bölgemize ne kadar uygun, yağışa göre, ülke şartlarına göre ne kadar uygun olup olmadığını araştıralım” dedi.
Kelle açıklamasına şöyle devam etti:
“Arpa ve buğday ekimi yapıldığı zaman tanelenmemiş arpa biçilerek kaba yem olarak hayvanlara yediriliyor. Yarı kurak yılda aspir ekenler ne yapacak? Ekilen alanların kaçı kuraklık kapsamına girecek? Kıbrıs çiftçisi kime hizmet edecek?
Özellikle Mesarya ovalarında kıraç olan yerlerin altında 4 metreye kadar kaya vardır. Bu bitkiler buraya nasıl ekilecek? Bu bitkilerin en az 1.5 metre en fazla 3 metreye kadar kökü varken kaya üzerine ekilen bu ürünlerden nasıl verim alacaktır.
Peki, bu zararı kim karşılayacak? Üreticimize aspir ektiği takdirde ne destek verilecek? Çiftlik arazilerinde denemesi için onay verdik. Tarım Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırma Birimi bu bitkiyi eker ve yetiştirip sonucunu görür. Eğer ülkemiz iklimine ve toprağına uygun bir bitki ise ekmemizde sorun yoktur, aksi takdirde üretici bu bitkiyi eker ve ürün alamazsa üreticinin zararını kim giderecektir?”
Açıklamasında üreticinin büyük zorluklar yaşadığını anlatan Kelle, hükümetin bunu görmezden geldiğini iddia ederek, kuraklık paraları ile mazot desteğinin ödenmediğini söyleyerek, üreticinin mazot parası olmadan nasıl ekim yapacağını da sordu.
Kelle şöyle devam etti:
“Çiftçinin aldığı para 22 milyon 300 TL. Bu paranın 1 TL’si bile üreticin eline geçmedi. Arazilerin kira bedelinin ödeneceği, yıpranmış lastiklerin değişeceği, tohumluk ve ekim makinelerinin alacağı bilinmesine rağmen çağrımıza duyarlı olmadan tüm parayı üreticinin borcuna kestiler. Üreticinin geriye kalan alacağı ise 26 milyon TL. Bu para elimize gelmediği sürece yeni ekim süresine hazırlanmamız mümkün değildir.
8 Milyon 200 TL Ekim, Kasım ve Aralık ayı itibarı ile alacağımız mazot parası var. Bize şu an bu paranın ödenemeyeceği ve ek bütçe hazırlanması gerektiğini dile getirdiler. Peki, bu zamana kadar üretici arazisini nasıl ekecek bunu düşündüler mi? Tefecilerin eline düşen bir üreticimizi bu noktaya getirenler gözlerini kapadılar ve üreticinin batmasını bekliyorlar.”