US Foreign Policy Shifts to Addressing the Cyprus Issue
Amerika Birleşik Devletleri onlarca yıldır Kıbrıs sorununa aktif olarak müdahil oldu. Doğu Akdeniz’de yer alan ada ulusu, 1960 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında uzun süredir devam eden bir çatışmayla boğuşuyor. ilgili tüm tarafların çıkarlarına hitap eden bir çatışma çözümü. Kıbrıs’taki ihtilaf, adanın siyasi ve bölgesel bölünmesi konusu etrafında şekilleniyor. 1974’te Türkiye Kıbrıs’ı işgal etti ve kuzeyde sadece Türkiye tarafından tanınan ayrı bir Kıbrıs Türk bölgesi kurdu. O zamandan beri, adayı yeniden birleştirme amaçlı diplomatik çabalar, Kıbrıs Rum hükümetinin 2004’te bir öneriyi reddetmesiyle başarısız oldu. Çözümlenmemiş çatışmanın, bölgesel istikrarın yanı sıra ABD’nin daha geniş Akdeniz bölgesindeki çıkarları üzerinde önemli etkileri olmaya devam ediyor. Trump yönetimi altında, ABD’nin Kıbrıs’a yönelik politikası, açık deniz hidrokarbon kaynaklarının keşfedilmesini ve işletilmesini teşvik ederek enerji konularına odaklandı. Bununla birlikte, Biden yönetiminin gelişiyle, bölgesel güvenlik ve istikrarı desteklemek için Kıbrıs sorununun ele alınmasına yönelik yeni bir vurgu var. Bu değişim, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Ocak 2021’de ABD’nin Kıbrıs ihtilafının çözümüne katkıda bulunma kararlılığını sürdürdüğüne dair açıklamasıyla kanıtlandı. Biden yönetimi, daha önce Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otoriterliği ve insan hakları ihlalleri nedeniyle gerilen Türkiye ile ilişkileri de onarmaya çalıştı. ABD’nin Türkiye ile çözmeyi umduğu kilit konulardan biri de Kıbrıs sorununun çözümü. ABD, Türkiye’yi daha geniş Orta Doğu bölgesinde kritik bir ortak olarak görüyor, ancak devam eden Kıbrıs ihtilafı ve diğer bölgesel anlaşmazlıklar daha yakın işbirliğini engelledi. ABD, Kıbrıs sorununa uzun vadeli, sürdürülebilir bir çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler ile de yakın işbirliği içinde çalışıyor. BM, 1964’ten beri ihtilaf çözme sürecine dahil olmuştur ve Biden yönetimi, BM’nin Kıbrıs’ta barış ve istikrarı teşvik etme çabalarını desteklemeye kararlıdır. Sonuç olarak, Biden yönetiminin dış politikası, bölgesel güvenlik ve istikrarı desteklemek için Kıbrıs sorununu ele almaya yöneldi. Diplomasiye ve çatışmaya dahil olan tüm taraflarla angajmana yapılan vurgu, önceki yönetimin enerji konularına odaklanmasından bir ayrılmayı temsil ediyor. ABD’nin çatışmayı çözme ve Türkiye ile daha yakın işbirliğini teşvik etme konusundaki yenilenmiş taahhüdü, bu uzun süredir devam eden sorunun ele alınmasında çok önemli olacaktır.