Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) 15 Kasım’da “yurt ödevimiz barış, vicdani ret hakkımız” pankartı açmak isteyen Vicdani Ret İnisiyatifi aktivisti 3 kişiye polis tarafından “haksız ve gereksiz” güç kullanıldığını savunarak, Polis teşkilatını eleştirdi.
YKP’den yapılan açıklamada, gözaltına alınanlardan Hazal Yolga ve Halil Karapaşaoğlu’nun ayni zamanda YKP Parti Meclisi üyesi olduğu da aktarıldı.
15 gün önce ayni yerde “vicdani redde hayır, asker namustur” pankartı açılmasına ses çıkarılmadığı belirtilen açıklamada, “Çeşitli eylemlerde defalarca yaşayarak deneyimlediğimiz gibi polis teşkilatı mensupları, siyasi olarak kendine ters düşenlere müdahale adı altında şiddet, cinsel taciz ve çeşitli düzeylerde işkence uygulamaktadır” denildi.
Yaşananların işkence olarak tanımlandığı açıklamada, konuyla ilgili uluslararası sözleşmelere de atıfta bulunuldu.
“Bu tip hak ihlallerine karşı başvurulabilecek hiçbir mekanizma da yoktur veya varsa da çalışmaz durumdadır” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Kısmi olarak bu konulara dair rapor hazırlayan Ombudsman ise kaç zamandır atanmadığı için faal değildir… Başsavcılık da ülkedeki adaletsizliği temel kaynağı olarak bu tip olaylarda işkence görenlere, şiddet uygulananlara dava açmaktadır. Son örnek 19 Temmuz 2011’de yaşananlardır. Başsavcılığın açtığı bu haksız davada eylemciler beraat etmiş ve Dava No 6601/12 kararından açıkça okunacağı gibi polis teşkilatına ihlal ettikleri insan hak ve özgürlükleri konusunda önemli mesajlar vermişti. Belli oluyor ki Polis teşkilatı mahkemeleri de dinlememektedir.
Adı geçen kararda, ‘asılan pankarttan rahatsız olan ve tahrik olanların gayri yasal herhangi bir müdahalesi olma ihtimali sanıkların ve göstericilerin sulh ve sükunu bozma ihtimali olan davranışlarda bulunmaması halinde yasal gösterilerine devam edemeyeceği sonucunu oluşturmaz’ denmekteydi…”