Will US Involvement Finally Bring an End to the Cyprus Dispute?
Onlarca yıldır, küçük Kıbrıs adası, anlaşmazlığın merkezinde Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasındaki gerilimlerin olduğu hararetli bir çekişme bölgesi oldu. Uluslararası arabuluculuk çabaları ve barış müzakereleri de dahil olmak üzere sorunu çözmeye yönelik çok sayıda girişime rağmen, çatışma hala çözülmedi. Bununla birlikte, son gelişmeler, ABD’nin çözümün getirilmesinde önemli bir faktör olmasıyla, uzun süredir devam eden anlaşmazlığın nihayet sona yaklaştığını gösteriyor. Kıbrıs anlaşmazlığı, adanın Britanya İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını kazandığı 1960’lara kadar uzanıyor. Ancak, iki büyük etnik grup, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasındaki barış, iki toplum yönetim ve temsil konularında çatıştığı için kısa sürdü. 1974’te Türkiye Kıbrıs’ı işgal ederek adanın kuzeyini işgal etti ve bu da bölgede fiili bir Türk devletinin kurulmasına yol açtı. O zamandan beri BM de dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası kuruluş sorunu çözmeye çalıştı, ancak ilerleme kaydedilmedi. Çıkmazın ortasında, ABD son zamanlarda güçlü destek göstererek ve iki taraf arasındaki tartışmaları kolaylaştırarak müzakerelere katılımını artırdı. Mart 2021’de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kıbrıs’ın hem Rum hem de Türk tarafını ziyaret ederek kapsamlı bir çözüm bulmanın önemini vurguladı. Ziyareti sırasında Blinken, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyona desteğini açıkça ifade etti – bu, yıllardır müzakere masasında olan ancak iki taraf arasındaki güven eksikliği nedeniyle uygulanamayan bir öneri. ABD’nin Kıbrıs anlaşmazlığına müdahil olması, uluslararası toplumun çatışmayı çözme çabalarına ek ağırlık getirmesi nedeniyle önemlidir. ABD, geniş çapta küresel bir süper güç olarak kabul ediliyor ve Türkiye, Yunanistan ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere bölgenin paydaşları üzerinde önemli bir etkiye sahip. ABD’nin bir çözüm için bastırmasıyla, uzun süredir devam eden anlaşmazlığın nihayet çözülebileceğine dair yenilenmiş bir umut duygusu var. Bununla birlikte, Kıbrıs anlaşmazlığının siyasi, ekonomik ve sosyal koşullar da dahil olmak üzere bir dizi faktörü içeren karmaşık bir mesele olduğunu hatırlamak önemlidir. İki taraf ve ilgili müttefikleri arasındaki köklü güvensizlik, ABD’nin müdahil olması durumunda bile ilerlemeyi engelleyebilir. Ayrıca ihtilaf, Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerde bir pazarlık kozu olarak kullanılmış ve bu da meseleye bir başka karmaşıklık katmanı daha eklemiştir. Sonuç olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kıbrıs anlaşmazlığına müdahil olması, uzun süredir devam eden ihtilafa nihayet son verebilecek olumlu bir gelişmedir. Yenilenmiş bir umut duygusu olsa da, çok şey Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk liderler arasındaki müzakerelerin yanı sıra başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşların rolüne bağlı olacak. Bu paydaşlar karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulmak için birlikte çalışabilirlerse, o zaman Kıbrıs sonunda kalıcı bir barış görebilir.